TÜİK verilerine göre ülkemizde her yıl boşanan çift sayısında önemli bir artış yaşanıyor. Yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen veriler 2004-2013 yılları arasında boşanma oranının %38 artış gösterdiğini gözler önüne sererken, aslında bu veriler durumun ciddiyetini de gösteriyor. Hem psikolojik hem de yasal açıdan son derece zor bir süreç olan boşanma, çiftlerin hayatında ciddi değişikliklere ve hatta sorunlara yol açabiliyor. Bazı çiftlerde ya da bireylerde görülen boşanma travması da bu durumlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Boşanma durumunda psikolojik süreç ve bu sürecin çiftler tarafından nasıl yönetildiği önemli bir konudur. Bu durum, boşanma sürecinin de nasıl ilerleyeceğini belirleyen bir unsurdur. Süreç düşmanca ve kavga halinde ilerlediğinde boşanma da bu şekilde gerçekleşecektir. Bunun aksine dostane ve yapıcı bir şekilde yönetilen süreç, boşanmanın da sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Boşanma Travması Nedir?
Boşanmanın çiftler üzerinde birtakım psikolojik etkileri olduğu bilinen bir gerçektir. Bu etkilerin mevcut olması son derece doğal bir durum olurken, boşanma sürecinin daha başındayken oluşmaya başlayan geleceğe yönelik belirsizlikler çiftlerin psikolojisini büyük ölçüde etkilemektedir. Günümüzde çiftlerin aynı anda, anlaşarak boşanmaya karar vermesi oldukça az rastlanan bir durumdur. Birçok uzman aile terapistine göre çiftlerden biri boşanma konusunda kararlı olurken, diğeri inkâr etme, kabullenememe, şok gibi duygu-durumlarla karşı karşıyadır.
Boşanmanın çiftler üzerinde oluşturduğu şiddetli ve yorucu baskı, depresyona ve hatta boşanma travmasına yol açan bir durumdur. Bu süreçte birey yoğun bir üzüntü, sinir, öfke, stres, korku gibi pek çok farklı duyguyu açığa çıkarır. Bu hisler duygular bazen büyük ölçüde artış gösterebilirken, çoğunlukla zaman içerisinde azalmaktadır. Önemli olan, bu sürecin içerisinde olan bireylere karşı gösterilen yaklaşımdır.
Arizona Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, boşanma gibi stresli bir durumun klinik açıdan anlamlı depresyon da dahil olmak üzere uzun süreli depresyona girme gibi duygu-durum bozukluklarıyla ilişkili olduğunu ortaya çıkarmıştır.
En Sık Karşılaşılan Boşanma Nedenleri
Boşanma nedenleri genellikle çiftler arasındaki sorunlara bağlı olarak değişiklik gösterir. Fakat günümüzde en sık karşılaşılan boşanma nedenleri şunlardır:
- Sevgi ya da yakınlığın eksildiğini hissetme
- İletişim problemleri
- Aldatma
- Saygı ya da güven kaybı
- Fiziksel ve psikolojik şiddet
- Madde bağımlılığı
- Eşlerden birinin ya da her ikisinin birlik görevlerini ihlal etmesi
Bu gibi durumlar günümüz şartlarında en sık karşılaşılan boşanma nedeni olarak gösterilmektedir. Diğer yandan kumar oynamak, eşler arası cinsel ilişki kurulamaması, aşırı kıskançlık, hakaret ve bunun gibi çeşitli durumlar da boşanmak için birer neden olarak örneklendirilebilir.
Boşanma Sürecinde Çiftleri Neler Bekliyor?
Boşanma süreci çiftler açısından son derece zor bir süreçtir. Bu süreçte çiftlerin gerek maddi olarak gerekse psikolojik olarak yıpranması çoğu zaman kaçınılmazdır. Bu süreçte çiftlerin öfkeli, korkulu ya da mutsuz olması olağan bir durumdur. Bu süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetebilmek adına uzman bir psikologdan profesyonel destek almak önemlidir.
Boşanma Sonrası Depresyon
Boşanma sonrası depresyon, çiftleri bu süreçte bekleyen en kritik sorunlardan biridir. Özellikle de severek boşanmak, boşanmayı istememek ya da durumu kabullenememek psikolojik açıdan ciddi yıkımlara yol açabilmektedir.
Günümüzde evliliğin amacının sevme ve sevilmeye ilişkin duygusal tatmin, çeşitli kişisel ihtiyaçların karşılanması, çocuk sahibi olması ve her geçen gün zorlaşan yaşam koşullarında iki insanın birbirinden destek alması olduğunu söyleyebiliriz. Bir insanın evlenmesi için gerekli olan en önemli motivasyonun, evli olmanın kişiye sağladığı mutluluk düşüncesidir. Evlilik ciddi bir sorumluluk ve görev paylaşımı olarak nitelendirilebileceği gibi bireyin sevdiği insanla yaşamını sürdürmesi olarak da nitelendirilir.
Hiçbir evlilik boşanma amacıyla gerçekleştirilmediğinden, bireyin büyük anlamlar yüklediği bu durum son bulduğunda psikolojik açıdan ciddi yıkımlar ortaya çıkmaktadır. Çiftler çoğu zaman bu süreçte ilişkinin bitmesinden çok, umutlu gelecek beklentisinden dolayı hayal kırıklığına uğradığından boşanma sonrası psikolojisinde olumsuzluklara rastlanmaktadır.
Boşanma sürecinde umutsuzluğa kapılmamak, ilişkilerin bitebileceğini kabullenmek son derece önemlidir. Bu durumla başa çıkamayan çiftlerin boşanma öncesi ya da sonrasında mutlaka bir klinik psikologdan destek alması önerilir.
Boşanma Sürecinde Çiftlerin Yaşadığı İlk Evre Nedir?
Genellikle boşanma sürecinde çiftlerin yaşadığı ilk evre şok ve kabullenememe evresidir. Bu durumda bireyler çoğu zaman olay karşısında ya duygusuz olmakta ya da yaşanan süreci anlama ve anlamlandırmada güçlük çekmektedir. Bu evre özellikle severek boşanmak durumunda kalan çiftlerde görülürken, bu durum boşanma sürecini daha zor hale getirmekte, psikolojik açıdan daha fazla etkilenmelerine neden olmaktadır.
Boşanma Travması Ne Kadar Sürer?
Boşanma sonrasında kendini toparlama süreci boşanan erkeklerde ve kadınlarda değişiklik gösterebilir. İlk evre olan şok ve inkâr evresi ne kadar çabuk kabullenilirse, boşanma travması da o kadar çabuk son bulabilir. Fakat bu durum boşanan her çift açısından aynı değildir. Bazı bireyler boşanma sonrasındaki duygularını yönetebilme konusunda başarılı olurken, aynı zamanda yeni hayatına adapte olabilme konusunda da güçlü olabilir. Buna rağmen boşanma sonrası pişmanlık ya da psikolojik sorunlar diğerleriyle aynı boyutta olmayabilir. Dolayısıyla bu sürecin ne kadar devam edeceği konusunda net bir tarihten bahsedebilmek mümkün değildir.
Bireyin boşanma sonrası travmayı kısa sürede atlatabilmesi için psikolojik olarak destek alması gerekir. Bununla beraber aile ve yakın çevresinden aldığı destek de yine bireyin kısa sürede boşanma sonrası kendini toparlaması için önemli bir etkendir.
Boşanma Travmasının Etkileri
Boşanma travmasının etkileri çoğunlukla kişiye ve hatta cinsiyete bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Kadınlarda ya da erkeklerde boşanma travması çeşitli şekillerde kendisini gösterebilirken, bu etkileri iki farklı grupta inceleyebiliriz:
Kadınlardaki Etkileri
Kadınlarda boşanma travmasının etkileri genellikle bireyin sıklıkla kimlik sorunları yaşaması olarak kendisini gösterir. Kadınların büyük çoğunluğu evliliği süresince kusursuz bir eş ve mükemmel bir anne olmaya odaklanır. Dolayısıyla boşanma sürecinde ya da sonrasında ikinci öz kimliğini kaybeder. Bu durumun, başka bir deyişle kadınlarda boşanma travmasının üstesinden gelebilmek aslında olumlu bir gelişme olurken, birçok kadın bu durumun farkına varamaz. Boşanan kadınlar için yeni bir öz kimlik oluşturmak, fiziksel ve duygusal açıdan daha sağlıklı bir birey olmanın ilk adımı olabilir.
Erkeklerdeki Etkileri
Erkeklerde boşanma travmasının etkileri çoğunlukla bireyin kendisini suçlaması, kaygı bozukluğu, madde bağımlılığı, uyku problemleri, stres ya da kimlik sorunu olarak görülebilir. Konuyla alakalı olarak yapılan araştırmalara göre boşanan erkeklerin kadınlara kıyasla duygusal sorunlarını çözme konusundaki çabaları daha fazladır.
Çocuklardaki Etkileri
Boşanma yalnızca kadın ve erkeklerde değil, çocuklarda da çeşitli etkilere neden olan bir süreçtir. Bu süreçte en çok etkilenen kişiler çocuklar olurken, boşanma sonrası çocuklar pek çok farklı sorunla karşı karşıya kalabilir.
Örneğin; çocukların sosyal hayatı, arkadaşlık ya da bunun gibi çeşitli ilişkilerinde iletişim problemleri ortaya çıkabilir. Bununla beraber mutsuz olan çocuklar, kaygı bozuklukları, depresyon gibi psikolojik problemler de yaşayabilirken, bu durumların neticesinde kötü alışkanlıklar edinebilir.
Boşanma Travmasını Atlatmanın Yolları
Boşanma travmasını atlatmak bu süreçteki birçok merak ettiği konulardan biridir. Boşanan kadınlar ve erkekler için bu süreci kolayca atlatabilmek adına önerilebilecek bazı durumlardan bahsedebiliriz:
1. Boşanma Travmanızı Tanıyarak Önlem Alabilirsiniz
Her boşanma belli bir travmatik etki oluştursa da bu türden travmaların türü boşanmanın nedenine bağlı olarak değişebilir. Bu durumu bir örnekle izah etmek gerekirse; boşanma kararı alan çiftler çevrelerinden önemli ölçüde baskı görüyorsa, bu durum travmatize etki yaratmıştır. Bunun dışında mükemmel giden evlilikte aldatma gibi durumlarla karşılaşılmışsa, durum değişebilir.
2. Kendinize Bir Mola Verebilirsiniz
Boşanan erkekler ve kadınların bu sürecin zorlu bir süreç olduğunu kabul etmesi ve kendisi bir küçük de olsa bir mola vermesi gerekebilir. Kısa süreli bir tatil, bu süreci kolayca atlatmak açısından etkili olabilir.
3. Yalnız Kalmamaya Dikkat Etmelisiniz
Boşanma öncesi ve sonrası yapılabilecek en büyük hatalardan biri yalnız kalmaktır. Devamlı olarak bir aile ortamında vakit geçirdikten sonra bu ortamın kaybedilmesi, bireyi genellikle yalnızlığa itecek olup, bunun sonucunda duygusal boşluk ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla bu süreçte aile ve arkadaşların desteğini almak, onlarla vakit geçirmek önemlidir.
4. Yeni Hobiler Edinebilirsiniz
Boşanma travmasını atlatabilmek için yapılabilecek en iyi şeylerden biri yeni hobiler edinerek bir meşguliyet oluşturmaktır. Bu sayede bireyin zihninde yeni yaratıcılık odaları açılırken, travmayı daha kolay atlatmak mümkün olacaktır.
5. Sporu Hayatınıza Dahil Edebilirsiniz
İnsan psikolojisine en iyi gelen şeylerden biri kuşkusuz spordur. Bu gibi travmatik durumları lehe çevirebilmek adına ideal bir yöntem olan sporu alışkanlık haline getirmek önemlidir.
6. Bir Psikologdan Yardım Alabilirsiniz
Boşanma sürecinde yaşanan travmaların üstesinden gelebilmenin bir başka yolu da bir uzman psikologdan yardım almaktır. Başa çıkamadığınız her bir durum için bir uzman görüşüne başvurmak, bu süreç ve sonrası için daha sağlıklı kararlar alabilmenin en iyi yolu olarak önerilebilir.