image
Hipokondriyazis Hastalik Hastaligi

Hipokondriyazis (Hastalık hastalığı), bireyin sağlığıyla alakalı olarak takıntı derecesinde endişe duyması olarak ifade edilebilir. Tıpta hipokondriyazis olarak bilinen hastalık hastalığı, kişinin sağlığını tehdit eden herhangi bir faktör olmasa da yoğun bir şekilde hasta olduğunu hissetmesine ya da buna inanmasına neden olabilir.

Hipokondriyazis’de zaman zaman fiziksel belirtiler de ortaya çıkabilir. Hipokondiriyak olan hastaları bu endişenin yersiz ve gereksiz olduğunu düşünse de korkuyu kontrol altına almaları mümkün değildir. Dolayısıyla bu tür zihinsel durumlarda mutlaka Uzman Psikolog’lardan yardım alınması gerekir.

Hipokondriyazis Nedir?

Halk dilinde hastalık hastalığı adıyla ifade edilen hipokondriazis, eski zamanlardan bu yana sıklıkla görülen bir ruhsal bozukluktur. Zihin ve vücut etkileşiminin bozulması olarak da tanımlanabilen bu hastalık, bireyin önemli bir sağlık sorununa sahip olduğunu düşünmesi, bu konuda ciddi bir endişe duyması ve yaşamını olumsuz olarak etkilemesine neden olur. Bireyin vücudundaki bazı fiziksel belirtileri yanlış ya da aşırı abartılı yorumlamasıyla ortaya çıkar. Uzman hekimlerce yeterli değerlendirme yapılmasına ya da güvence verilmesine rağmen hastalık hastası insanlar bu kaygıyı ve korkuyu kontrol altına alamaz.

Yaşam Kalitesini Düşürür

Hastalık hastası olmak çoğu insanın yaşamını pek çok yönden etkileyebilir ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir. Kişinin herhangi bir belirti olmamasına rağmen ciddi bir hastalık kaptığını düşünmesi, bu düşüncenin takıntı boyutuna ulaşması gibi durumlar insanın günlük hayatını olumsuz olarak etkileyebilir. Hatta zaman zaman farklı ruhsal sorunlara da neden olabilir. Hastalık hastası insanlar her ne kadar yaşadıkları bu korkunun gereksiz olduğunu fark etse de anksiyetesini tek başına kontrol altına alması mümkün değildir. Bu nedenle de hastaların çoğunlukla profesyonel olarak destek alması önerilir.

Sorumluluklarını Yerine Getirmekte Zorlanabilir

Hipokondiriyak olan bazı insanlar hastalığının ve düşüncelerindeki mantıksızlığın farkında olmayabilir. Dolayısıyla şikayetlerine devamlı olarak gerekçe arayan, kendisini ve çevresini hasta olduğuna ikna etmeye çalışan hastalarla da karşılaşabilmek mümkündür. Bir insana hipokondriyazis teşhisi konulabilmesi için yaşadığı kaygı ve korkunun hayatını büyük ölçüde etkilemesi ve bu nedenle sorumluluklarını artık yerine getiremiyor olması gerekir.

Bireyin herhangi bir hastalığa sahip olduğuna dair yoğun korkusu, değişik bir hastalığa dair en ufak bir işaret gördüklerinde ya da bilinmeyen bir hastalık hakkında bilgi edindiklerinde değişikliğe uğrayabilir. Bu korkular çoğu zaman ufak tefek fiziki değişimlerle ortaya çıkarken, yorgunluk, kas ağrıları ya da küçük bir yara bu değişimlere örnek olarak gösterilebilir. Bazen sıradan ve ufak korkular dahi hastalık hastalığını tetikleyebilir. Örneğin; ayakta uzun süre duran ve baş dönmesi ya da kalp çarpıntısında küçük bir değişiklik hisseden kalp hastasının kalp krizi geçirdiğine kendini inandırabilir.

Hastalık hastası sendromundaki korkular bazen değer verilen bir yakının kaybı ya da medyadan öğrenilen yeni bir hastalıkla beraber ortaya çıkabilir. Üstelik bu korkuları artıran en önemli faktörlerden biri de stres düzeyinin artış göstermesi olabilir. Hipokondiriyak olanlar çoğunlukla uzman hekimlere ve tıbba inanmadıklarından devamlı olarak farklı doktorlara yönelebilir ve sık sık hastane ziyaretlerinde bulunabilir.

Hastalık hastası olmak bireyin normal insanlara kıyasla hislere daha fazla duyarlı olmasına neden olabilir. Devamlı olarak kendilerini, hastalıklarını, iç organlarını dinleyen hastalık hastası insanlar, bu durumda hissettiği en ufak bir değişimde anında endişe ve korku hissetmeye başlar.

Hipokondriyazis Belirtileri Nelerdir?

Hipokondriyazis Hastalik Hastaligi 1

Hastalık hastalığının belirtileri genelde kişiye göre değişiklik gösterir. Fakat genel olarak sıkça görülen belirtilerden bahsedecek olursak;

  • Herhangi bir sağlık sorunu yaşamaktan aşırı derecede korkma,
  • Devamlı olarak doktorları ve hastaneleri ziyaret etme,
  • Sık sık hastane ve doktor değiştirme,
  • Duygusal açıdan stres altında hissetme,
  • Sosyal olarak ilişki kurmada güçlük çekme,
  • Sık sık vücudu dinleme, kalp ritmini takip etme,
  • Sahip olduğunu düşündüğü hastalığı detaylıca anlatmak istemesi,
  • Başka bir hastalığı öğrendikten sonra aynı hastalığın kendisinde de olduğunu düşünme,
  • Kendisini ve çevresindekileri hasta olduğuna ikna etmeye çalışma,
  • Hasta olacağını düşündüğü yerlerden kaçınma,
  • Ufak tefek belirtileri yanlış yorumlama,
  • Küçük semptomları büyük reaksiyonlara dönüştürme,
  • Kendi kendine teşhis koyma,
  • Hastalık riskine karşı yoğun korku ve anksiyete yaşama,
  • Hastalığını onaylatmaya çalışma,
  • Mevcut belirtiler üzerine devamlı olarak düşünme hipokondriyazis belirtileri arasında yer alır.

Tüm bu belirtiler bireyin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu gibi durumlarda zihinsel bozukluktan kurtulabilmek için bir Uzman Psikolog ile görüşme gerçekleştirilmesi ve terapi alınması gerekir.

Hipokondriyazis Nedenleri Nelerdir?

Diğer pek çok ruhsal bozuklukta olduğu üzere hipokondriyaziste de tek bir nedenden bahsetmek mümkün değildir. Fakat bu hastalığı diğer ruhsal bozuklardan ayıran en önemli faktör yaşanan yoğun sağlık kaygısıdır. Fakat bu kaygının temelinde ölüm korkusu bulunmaz. Sağlığa yönelik hissedilen bu korku, daha çok ilgi çekmek, fark edilmek gibi amaçlar taşır. Bu hastalık aynı zamanda farklı bir anksiyete ya da aşırı derecede hissedilen kaygıdan da kaynaklanıyor olabilir.

Diğer yandan genel olarak hastalık hastalığının nedenlerine örnek göstermek gerekirse;

  • Çocukluk döneminde yaşanan ciddi bir sağlık sorunu,
  • Aile bireylerinde ya da değer verilen bir yakında kritik bir hastalığın ortaya çıkması,
  • Sağlıkla alakalı yaşanan çeşitli travmalar,
  • Değer verilen kişinin ölümü,
  • Bireyin kaygı bozukluğuna sahip olması,
  • Herhangi bir hastalık karşısında aşırı duyarlı olma gibi durumlar hastalık hastalığının risk faktörleri olarak ifade edilir.

Hastalık Hastalığı Kişilerin Sosyal Yaşamlarını Nasıl Etkiler?

Sürekli hastalık düşünüyorum” diyen hastalık hastası birçok insanın sosyal hayatı büyük ölçüde etkilenir. Bu insanlar hasta olma düşüncesiyle ciddi ölçüde meşguldür. Hasta olmadıkları halde hastalıklar hakkında pek çok araştırma yapan hipokondriyak olanlar, çoğunlukla öğrendikleri hastalık belirtilerinin kendilerinde olup olmadığını kontrol ederler.

Hastalık hastası olmak, bireyin gündeminin yalnızca hastalıkla dolu olmasına, dolayısıyla çevresindeki yakınlarının kendisinden uzaklaşmasına sebep olabilir. Bazı zamanlarda da aile bireylerinden ya da arkadaş çevresinden hastalık hastalığı olduğunun fark edilmesi, bireyin yakınlarından uzaklaşmasına da yol açabilir. Bu gibi durumlar, hastayı daha çok doktora gitmeye ve hastalığı hakkında onay almaya çalışmasına yönlendirebilir.

Hastalık Hastalığı Başka Psikolojik Rahatsızlıkların Ortaya Çıkmasına Neden Olur mu?

Diğer pek çok ruhsal sorunlarda olduğu üzere hipokondriyaziste de farklı psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Fakat hastalık hastası olmak durumunda bireyin durumu teşhis edilse bile Psikolog ile görüşme ihtimali son derece düşüktür. Hastalık hastası olmaktan memnun olan ya da durumunu kabul etmeyen hastalar psikolog görüşmelerine katılmayı istemez. Katılım sağlasa bile devam etmeyi reddeder. Çünkü hastalık hastası olanlar yaşadıkları bu ruhsal bozukluğu kabul etmekte güçlük çeker.

Kendisine hastalık hastalığı tanısı konulan bireylerde yoğun depresyon ya da kaygı atakları gibi çeşitli psikolojik problemler görülebilir.

Genellikle Hangi Yaş Aralığında ve Kimlerde Görülür?

Hastalık hastası olmakla alakalı en çok merak edilen konulardan biri de hangi yaş aralığında ve kimlerde görüldüğüdür. Konuyla alakalı olarak yapılan araştırmalara göre hipokondriazisin genellikle 20 ila 30 yaş aralığında görüldüğü biliniyor. Diğer yandan kadınlarda ve erkeklerde görülme sıklığı hemen hemen aynı olurken, özellikle “şu kişilerde görülür” diye bahsetmek mümkün değildir.

Psikolog’lara başvuran hastalardaki hastalık hastası sendromunun en belirgin özelliği, uzmana gitmeden önce pek çok farklı uzmanla görüşmüş olmasıdır. Aynı zamanda bu kişiler alanında uzman Psikologlara güvenmediğinden çok sık doktor değiştirebilir.

Hastalık Hastası Olanlara Nasıl Davranılmalı?

Hastalık hastası olanlarla iletişim konusu da yine bu ruhsal bozuklukla alakalı en çok merak edilen bir başka konudur. Hastalık hastası olan bireyler çoğunlukla çevresi ve ailesi tarafından yalnızlaştırılır. Bu gibi bir yaklaşım hasta açısından olumsuz bir durum olarak değerlendirilir ve hastalığın daha da kötüye gitmesine neden olabilir. Bu nedenle hastalık hastası olanlarla çevresindeki yakınlarının son derece anlayışlı ve sabırlı yaklaşım sergilemesi hayati bir önem taşır.

Uzmanlar hasta yakınlarına bu türden ruhsal bozukluğun kişinin kontrolünde olmadığını hatırlatarak mutlaka kişiyi bir uzman hekime yönlendirmesi konusunda uyarır. Aynı zamanda hastalığı pekiştirecek bir hasta muamelesinden kaçınılması, kişinin hastalığının farkına varması konusunda yardımcı olması gibi önerilerde de bulunur.

Hipokondriyazis ve Somatizasyon Farkları Nelerdir?

Hipokondriyazis ve somatizasyon çoğu zaman birbirleriyle karıştırılan iki farklı ruhsal bozukluktur.

Somatizasyon bedenselleştirme olup, bireyin fiziksel olarak hissettiği baş ağrısı, baş dönmesi, sırt ağrısı, mide bulantısı, ellerde ya da ayaklarda çıkan rahatsızlıklardır. Bu gibi rahatsızlıklarla uzmana danışan hastanın fiziki olarak herhangi bir hastalığı tespit edilemediğinde bir alanında uzman Psikolog’a yönlendirilir.

Hipokonriyazis ise somatizasyondan farklı olarak bireyin herhangi bir belirti hissetmemesine rağmen kendisini hasta olduğuna inandırması ve tıp ya da doktorlara güvenmemesi durumudur.

Hastalık hastalığının tedavisi çoğu zaman güçtür. Bunun nedeniyse hastanın var olduğunu düşündüğü fiziksel hastalığının aslında ruhsal olduğunu kabul etmemesi ve tedaviyi reddetmesidir. Bu gibi durumlar çoğu zaman tedavi süreci olumsuz olarak etkiler ve sürecin uzamasına neden olur.

Hastalık hastalığının tedavisinde uygulanan en etkili yöntemler psikoterapidir. Bu alanda uzman olan Psikologlar tarafından gerçekleştirilir. Bu yöntem sayesinde bireyin bedeni ve hastalıklarla alakalı doğru bilgiyi edinmesine yardımcı olunur. Fakat hiçbir psikoterapi bireyin hastalıklara yönelik korkusunu ortadan kaldırmazken, bunun nedeni hastalığın temelinde yatan kaygı bozukluğudur.

Psikoterapinin amacı, kaygı birikmesi nedeniyle ortaya çıkan aşırı kaygıyı olması gereken düzeye indirmektir. Bu ise ancak travmatik olayların üzerinde durularak gerçekleştirilir. Bu sayede hastanın gerek hekiminden gerekse yakınlarından aldığı destekle hastalığın üstesinden gelebilmesi mümkündür.

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

Çalışma Saatleri

  • Hafta içi 10:00 - 21:00
  • Cumartesi 10:00 - 21:00
  • Pazar Kapalı
Bizi Takipte Kalın!
© MCS Psikoloji | 2017 - 2023 | Tüm Hakları Saklıdır.