Panik Atak

Panik Atak günümüzde birçok insanın yoğun olarak yaşadığı bir problem haline gelmiştir. İnsanın hayatı boyunca yaşadığı endişe, stres, anksiyete ve diğer her bir duygu oldukça sıradan bir duygudur. İnsan varoluşu için önemli bir duygu olarak nitelendirebildiğimiz kaygılar, zaman zaman yaşamı olumsuz yönde etkileyecek düzeylere ulaşabilmektedir. İçerisinde bulunulan duruma karşı uygun olmayan ve abartılı yanıtlar haline dönüştüğünde beraberinde bedensel ve ruhsal sağlık sorunlarını da getirebilir. Panik atak bu sorunların başında gelmektedir.

Günümüzün en yaygın ruhsal bozukluklarından biri haline gelen panik atak, hastalık olarak değil semptom olarak nitelendirilmektedir. Genellikle beklenmedik anlarda ortaya çıkan bu ruhsal bozukluk çeşitli belirtilerle görülmektedir. Panik atak yaşayanlarda görülen semptomlarsa çoğu zaman kişiye bağlı olarak değişebilirken, bu ruhsal bozukluk karşısında bir Uzman Psikolog’dan destek alınması gerekir.

Panik Atak Nedir?

Beklenmedik anlarda ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde gelişen panik atak, genellikle şiddetle hissedilen korku ya da sonunun geldiği düşüncesinin eşlik ettiği bir çeşit nöbet olarak tanımlanmaktadır. Genellikle başı ve sonu olmayan bu nöbet, yoğun korku, kaygı ve sıkıntıdan oluşmaktadır. Panik atak başlangıcından sonra ortalama 10 dk içerisinde en üst seviyesine ulaşmaktadır.

Panik atak nöbetleri panik bozukluğun haricinde çeşitli ruhsal hastalıklarda, başta spesifik fobi olmak üzere sosyal fobi ya da posttravmatik stres bozukluğu gibi durumlarda ortaya çıkar. Bunun dışında sıklıkla karşılaştığımız beklenmedik panik ataklar, herhangi bir zamanda görülebilirken, tanımlanabilir bir duygusal durumla ilişkisi bulunmamaktadır.   Ancak sosyal ve spesifik fobiye sahip olan bireylerde nöbet hali bilinen ya da spesifik uyaranla beraber ortaya çıkabilmektedir.

Bu tür ruhsal bozukluklarda birey yaşadığı yoğun kaygıya teslim olmakta ve endişelerinin kendisini tümüyle ele geçireceğinden korkmaktadır. Bilişleri çarpıtılan birey, başına büyük bir olay geleceğiyle alakalı var olmayan bir algı taşımaktadır. Bu çarpıtılmış biliş ve algıyı giderip yerine onarılmış, daha sağlıklı ve mantıklı düşünceler getirildiğinde panik atak kontrolü mümkün hale gelecektir.

Kaç Çeşit Panik Atak Vardır?

Çoğunlukla kendi kendine ortaya çıkan, dakikalar içerisinde en üst seviyelere ulaşan panik atak farklı şekillerde ve semptomlarla görülebilmektedir. Panik atak yaşayanlar çoğu zaman kalp krizi geçirdiğini düşünerek öleceğinden korkmakta ve kontrolü kaybettiğini düşünmektedir. Hastanelerin acil servislerine kalp krizi geçirdiğini düşünerek gelen panik hastalarının oranı yaklaşık %15 ila %20 arasındadır. İnsanlar panik atak semptomları nedeniyle ciddi anlamda kalp krizi korkusuna kapılmaktadır.   

Panik Atak ve Panik Bozukluk

Panik bozukluk ile panik atak isim benzerliği bulunan fakat birbirinden farklı olan ruhsal bozukluklardır. Panik bozukluk günlük ya da yıllık birkaç atak halinde ortaya çıkarken, panik ataklarsa beklenmeyen anlarda gelişmesiyle karakterize durumlardır. Panik bozukluk genellikle agorafobiyle beraber görülmektedir.

Nadir görülse de panik atakların üzerine çıkmadan agorafobiye maruz kalan hastalar da bulunmaktadır. Agorafobi kaçınmanın zor olabileceği ya da nöbet esnasında yardım bulamayacağı yerler ve durumlardan korkulması halidir. Sıklıkla karşılaştığımız agorafobik durumlar;

  • Kalabalık içinde bulunmak,
  • Otobüs ya da trende yolculuk etmek,
  • Toplumda konuşma yapmaktan kaçınmak gibi durumlardır.

Fobiler arasında en rahatsız edici olan agorafobi bireyin hem sosyal hem de mesleki fonksiyonlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle de bir uzman desteği gerektirmektedir.

Panik bozukluk açısından en anlaşılabilir özellik; tekrar eden, başlangıç zamanı tespit edilemeyen ve aniden gelişen panik atak nöbetleridir. Bir uzman tarafından panik bozukluğun tanısının koyabilmesi için en azından beklenmedik bir nöbetin, hastalığın başlangıcında görülmüş olması gerekmektedir.

Panik Atak ile Kalp Krizi Arasındaki Farklar

Atakları yaşayanlardan bazıları bu durumu bir kalp krizi sanarak daha büyük bir korkuya kapılabilmektedir. Bu korku yoğun bir kaygıyla beraber bireyin kontrolünü kaybettiğini düşünmesine de neden olabilmektedir. Kalp konusunda yapılabilecek bir test ile durumun aslını öğrenebilmek mümkün olurken, bu sayede birey herhangi bir nöbet esnasında bunun kalp krizi değil, panik atak olduğunu kendisine ispatlamış olacaktır.

Panik atak ve kalp krizi arasındaki farklardan bahsetmek gerekirse;

  • Kalp krizinde ağrı atak nöbetindekinden farklı olarak kol, karın, göğüs, omuz ve çene bölgesinde hissedilmektedir.
  • Hissedilen ağrıların süresi uzundur.
  • Genellikle ağrı sol kola yayılmaktadır.
  • Şiddeti artan ağrının tüm göğse yayıldığı da bilinmektedir.
  • Kalp krizinde mide bulantısı ve kusma görülmektedir.
  • Atak nöbetinde mide bulantısı olurken kusma görülmemektedir.
  • Atak esnasında göğüste hissedilen ağrı kısa sürelidir.

Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?

Panik atak tek başına ya da çeşitli rahatsızlıklarla ortaya çıkabilen bir semptomdur. Çoğu zaman stres kaynaklı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bunun dışında genel olarak panik atak nedenlerinden bahsetmek gerekirse;

  • Gereğinden fazla kafein tüketimi,
  • Sık aralıklarla nefes alıp vermek,
  • Kan şekerinin düşmesi,
  • Tansiyonun yükselmesi,
  • Vitamin eksikliği,
  • Kansızlık,
  • Depresyon,
  • Kalp ve damar hastalıkları panik atağı tetikleyebilir.

Bunların dışında;

  • Bireyin yaşadığı aşırı stres durumu,
  • Cinsel istismar,
  • Travmatik olaylar
  • Hasta olma kaygısı gibi durumlar da panik atak nedenleri arasında yer almaktadır.

Panik Atak Esnasında Neler Yapılabilir?

Atak yaşayanların nöbet esnasında yapabileceği, atağı hafifletebilecek pek çok şey bulunmaktadır. Örneğin;

  • Nefes alış-verişlerine odaklanarak derin ve yavaş nefes almaya çalışmak,
  • Kaygıların artışı hissedildiği anda dikkati başka bir yönde toplamak,
  • Ayağa kalkıp dik durmak, eğilip kalp ve ciğerlere baskı yapmamak,
  • Atak anında şekerli gıdalardan uzak durup bir bardak su içmek,
  • Olumsuz düşünceler yerine iyi hissettiren düşüncelere, hatta anılara odaklanmak,
  • Nöbetin geçici olduğunu, korkulacak bir durum olmadığını ve basit bir atak olduğunu devamlı olarak hatırlamak atak esnasında yapılabilecek en iyi şeylerdendir.

Bireyin duygu ve düşüncelerini fark edebilmeyi ve kontrol edebilmeyi öğrenmesi son derece önemlidir. Bu şekilde panik atak kontrolünü sağlayamayan bireylerin profesyonel olarak yardım alması gerekmektedir.

Belirtileri Nelerdir?

Panik atak belirtileri genellikle tek başına görülmemektedir. Tanı koyulabilmesi için en az dört belirtinin bir arada olması ve yaklaşık 10 dk içerisinde en üst düzeye ulaşması gerekmektedir. Genel olarak belirtilere örnek gösterecek olursak;

  • Çarpıntı
  • Terleme
  • Titreme ya da sarsıntı
  • Baş dönmesi, düşme korkusu, sersemlik hali,
  • Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma,
  • Karın ağrısı ya da mide bulantısı,
  • Nefes alamadığını hissetme,
  • Hızlı ve düzensiz nefes alıp verme,
  • Ölüm korkusu,
  • Kontrolü kaybetme korkusu,
  • Derealizasyon ya da depersonalizasyon,
  • Vücutta uyuşukluk ve karıncalanma,
  • Üşüme, ateş basması ya da ürperme gibi durumlar panik atak belirtileri arasında yer almaktadır.

Panik Atak Daha Çok Kimlerde Görülür?

Panik Atak 1

Atakların kimlerde görüldüğü hakkında kesin bir tanıdan bahsetmek mümkün değildir. Genel olarak bakıldığında gerek çalışma hayatında gerekse günlük yaşamında gereğinden fazla stres altında olan, agorafobik olanlar, kaldırabileceğinden fazla yük ve sorumluluk üstlenen kişilerde görülmektedir. Bunun dışında cinsel istismara maruz kalan, çok sevdiği bir yakınını kaybeden ya da kalp rahatsızlığı olan kişilerde de sıklıkla gündüz ya da gece panik ataklarına rastlanabilmektedir.

Panik Atağı Olan Birine Nasıl Davranılmalıdır?

Panik atağı olan bireylere karşı sergilenebilecek yaklaşım son derece önemlidir. Özellikle de atak geçiren bir birey için çevresindekilerin yardımı neredeyse hayati bir önem taşımaktadır. Atak geçiren birinin yanındayken neler yapılabileceği birçok insan açısından merak konusu olurken, bunları şu şekilde örnek gösterebiliriz:

  • Atak geçiren kişinin yanından ayrılmamak,
  • Sakinliği korumak,
  • Atak geçiren kişinin kullandığı bir ilacı varsa almasını sağlamak,
  • Kısa ve basit cümlelerle iletişim kurmaya çalışmak,
  • Atak geçiren kişinin neye ihtiyacı olduğunu direkt olarak sormak,
  • Hastayı sakin ve huzurlu bir ortama götürmek,
  • Dikkatinin dağılmasını ya da daha iyi hissettirecek şeylere odaklanmasını sağlamak,
  • Aynı fiziksel harekete odaklanmasını sağlayarak hareketi tekrar ettirmek,
  • Nefes alış-verişini düzene sokabilmek adına beraber nefes egzersizi yapmak son derece faydalı olacaktır.

Ne Kadar Sürer?

Gündüz ya da gece panik ataklarıyla alakalı merak edilen pek çok farklı konudan bir diğeri de nöbetin ne kadar sürdüğüdür. Bu soruya kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Ancak panik atak başlangıcından itibaren belirtilerin en yoğun olarak yaşandığı süre ilk 10 dakikadır. Bu süreçte herhangi bir sağlık kuruluşuna gitmeye çalışsanız dahi, ulaşana kadar atak geçmiş olacaktır.

Fizyolojik olmayan panik atak, ruhsal bir rahatsızlıktır. Bu süreci herhangi bir tedavi almadan atlatan hastaların sayısı son derece azdır. Hastaların çoğunluğu bu durumda hastaneye gitmeyi tercih etmektedir. Bunun nedeniyse bireyin öleceğinden korkmasıdır. Şiddetle yaşanan bu kaygı durumuyla alakalı yapılan yanlış yorumlar, panik bozukluğun devamlı hale gelmesine, hatta şiddetlenmesine neden olabilmektedir.

Panik Atak Tedavi Edilir mi? Nasıl?

Panik atak tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Genellikle beyinde noradrenalin ve seratonin isimli maddelerin döngüsünün bozulmasıyla ortaya çıkan atak nöbeti, beyinde bu maddelerin azalması durumunda görülmektedir.

Atak nöbetleri bireyin günlük hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle de mutlaka tedavi edilmesi son derece önemlidir. Çoğu zaman kendiliğinden geçmesi mümkün olmadığından, bireyin bu sorunun üstesinden gelebilmesi için bir Uzman Psikolog ile görüşme gerçekleştirmesi önerilmektedir.

Panik atağın tedavisinde psikologların önemi oldukça büyüktür. Danışanlarında farkındalık oluşturabilmek, duygu ve düşüncelerinin farkına vararak kontrol altına alabilmelerini sağlamak konusunda bir çeşit öğretide bulunan psikologlar, bu sayede atakları kontrol edebilmeyi sağlamaktadır. Dolayısıyla bireyin daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesine yardımcı olabilmektedir.

Panik Atakla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

  • Panik atağın ömür boyu sürmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
  • Doğru bir terapi yöntemiyle kesin olarak ortadan kaldırılabilir.
  • Panik atağın bayılma, felç ya da boğulma gibi durumlara yol açtığı doğru değildir.
  • Panik atak yalnızca ilaçla çözümlenebilecek bir hastalık değildir. Panik atağın tedavisinde psikoterapinin yeri ve önemi son derece büyüktür. Üstelik birçok kez ilaca gerek olmadan psikoterapiyle çözüm elde edilmiştir.

Panik atak hiçbir insanın kaderini belirleyebilecek bir rahatsızlık değildir. Bu kadar ciddi ve şiddetli bir kaygıyla yaşamak yerine doğru bir tedavi yöntemi sayesinde ataklara son verebilmek ve semptomları en aza düşürebilmek mümkündür. Bireyin daha iyi şartlarda yaşamını sürdürmesi için bir Uzman Psikolog’dan yardım alması yeterli olacaktır.

Panik Atağın Diğer Hastalıklarla İlişkisi

Panik atak ya da panik bozukluk genellikle agorafobiyle beraber ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu ruhsal bozukluk çoğunlukla agorafobili ve agorafobisiz olmak üzere iki kategoride incelenmektedir.

Agorafobiyle beraber görülen panik ataklarda birey yeniden nöbet geçireceğinden korktuğu için toplum içine girmekten kaçınmakta, açık alanlardan uzak durmaktadır. Tek başına evden çıkamayan ya da evde kalamayan bu bireyler aynı zamanda yükseklik, tünelden geçme ya da asansöre binme gibi konularda da yoğun bir korku hissedebilmektedir.

Panik bozukluğu ayrıca;

  • Depresyon,
  • Madde ve alkol bağımlılığı,
  • Kişilik bozukluğu,
  • Hastalık hastalığı,
  • Saplantılı ve takıntılı düşünceler gibi pek çok farklı ruhsal rahatsızlıkla beraber görebilmek de mümkündür.

Panik Atak Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Panik atağın tedavi edilmemesi çeşitli korkuların, kaygıların daha da şiddetlenmesine, işlerin daha kötüye gitmesine, hatta çeşitli rahatsızlıkların gelişmesine neden olabilmektedir. Üstelik bireyin yaşamını kötü yönde etkileyip yaşam kalitesini düşürmekte olan panik atakta korku ve kaygı her geçen gün artış göstererek devamlı hale gelmektedir. Bu nedenle de en kısa sürede tedavi edilmesi önerilmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Avrupa ve Amerika’da yapılan birçok araştırmaya göre panik atağın tedavisinde faydalı yöntemlerden biri Uzman Psikologlar tarafından uygulanan psikoterapi yöntemleridir. Özellikle de bilişsel-davranışçı terapinin panik atak tedavisindeki yeri oldukça önemli olurken, uzmanlar bu terapi yöntemi sayesinde hastanın kısa süre içerisinde sorunun üstesinden gelebilmesine yardımcı olmaktadır.

Panik atağın kaynağı, bireyin normal şartlarda tehlike arz etmeyen fiziksel ya da ruhsal bir durumu tehlikeli olarak algılayıp düşünmesi durumudur. Bu durum neticesinde hissettiği yoğun kaygı, çeşitli fiziksel semptomların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu ruhsal bozukluk karşısında uygulanan psikoterapinin amacı atak yaşayan bireylerin psikolojik ya da fiziksel olarak tetikleyici unsurları ve düşüncelere müdahale etmektir. Bu tedavi yöntemi sayesinde bireyin bilişsel çarpıtma adı verilen yanlış duygu ve düşüncelerini ya da atakla ilişkili olabilecek travmatik hatıralarını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yürütülebilmektedir.

Psikoterapiyle panik atak hastalarının tüm duygu, durum ve belirtileri doğru bir şekilde algılamasına ve olumsuzluklara karşı duyarlılığının azaltılmasına yardımcı olunmaktadır. Tedavi sürecinde bazen gerçek olmayan bir inanca müdahale edilirken, bazen de davranış açısından müdahalede bulunularak tetikleyicilerin yeniden yapılandırılması sağlanmaktadır. Bu gibi yöntemlerle atakların tekrar etmesine yönelik yaşanan kaygının hafifletilmesi ve kaçınmaların önüne geçerek bireyin daha kaliteli bir yaşam sürdürmesi hedeflenmektedir.

Panik bozukluğu ya da atak gibi ruhsal sorunlarla mücadele eden bireylerin bu süreci sağlıklı bir şekilde artırabilmesi için bir Uzman Psikolog ile görüşme gerçekleştirmesi önemlidir. Böylelikle atak nöbetleri sebebiyle yaşamı büyük ölçüde etkilenen birçok insan daha güçlü, sağlıklı, kaliteli ve huzurlu bir yaşam imkânı elde edebilecektir.

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

Çalışma Saatleri

  • Hafta içi 10:00 - 21:00
  • Cumartesi 10:00 - 21:00
  • Pazar Kapalı
Bizi Takipte Kalın!
© MCS Psikoloji | 2017 - 2024 | Tüm Hakları Saklıdır.