Somatizasyon Bozuklugu

Somatizasyon bozukluğu, bireyin ağrı ya da halsizlik gibi fiziksel semptomlar karşısında aşırı derecede kaygı duyduğu durumlarda ortaya çıkan bir bozukluktur. Somatik Semptom Bozukluğu olarak da nitelendirilen bu durum, bireyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyecek kadar duygu ve düşünce besleyerek, aşırı davranışlar sergilemesine neden olur. Bu durum bazen tıbbi problemlerden de kaynaklanabilirken, çoğu zaman akıl sağlığıyla bağlantılı olarak gerçekleşir.

Somatizasyon bozukluğunda doğru bir tıbbi yöntemle açıklanamayacak fiziksel semptomlar görülür. Bu semptomları örneklendirecek olursak; kusma, mide bulantısı, mide ağrısı olarak örneklendirebiliriz.

Halk arasında bedenselleştirme bozukluğu olarak bilinen bu durum, bireyin günlük yaşamını, iş ya da okul hayatında fark edilebilir düzeyde değişikliklere ve bireyin işlevselliğinin azalmasına neden olur. Somatik semptom bozukluğuna sahip olan bireyler, çoğunlukla vücudu ya da organlarıyla alakalı problemlerden şikâyet eder. Bazen vücudunda inanılmaz derecede ağrı hissettiğini, yanma hissinin olduğunu, devamlı olarak kramp girdiğini ya da kitlenme gibi durumlarla karşı karşıya olduğunu söyleyebilir.

Somatizasyon Bozukluğu (Bedenselleştirme Bozukluğu) Nedir?

Somatizasyon bozukluğu, uzmanlar tarafından gerçekleştirilen fiziksel muayene ve tetkikler sonucunda herhangi bir fiziksel sağlık sorununa rastlanmaması ya da rastlansa bile bireyin şikayetleriyle örtüşmemesi olarak tanımlanır. Bu rahatsızlıkta görülen semptomlar genellikle karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı gibi durumlardır.

Bir bireye somatizasyon bozukluğu tanısının koyulabilmesi için beyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyecek derecede semptomlarının görülmesi gerekir. Bu hastalar genellikle organları ya da bedeniyle alakalı sağlık sorunlarından şikâyet ederken, dayanılamayacak derecede ağrı çektiğini dile getirebilir.

Bedenselleştirme bozukluğuna sahip olan bireylerde hastalığın teşhis edilmesi son derece güç olduğundan, çoğu zaman hastalar birden fazla doktora başvurmak durumunda kalır. Üstelik bir sonuç alamadıkları ve birden fazla doktorun verdiği ilaçları kullanmak durumunda kaldıkları için karşılaştıkları yan etkiler de sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

Somatizasyon Bozukluğu Ne Sıklıkla Görülür?

Somatizasyon Bozuklugu 1

Bu alanda yapılan araştırmalara göre bedenselleştirme bozukluğuna sahip olan hastaların yaygınlığı %1 civarındadır. Ancak ülkemizdeki kültürel faktörler sebebiyle bu oranın daha fazla olduğu düşünülmektedir.

Somatik semptom bozukluğunda duygudurum ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal problemlere sıklıkla rastlanır. Hastalıkta fizyolojik açıdan herhangi bir durum tespit edilmezse, hastanın bir uzman psikologdan yardım alması önerilir. Tedavi süreci de bu şekilde ilerler. Depresyon tanısına sahip olan bireylerin genel olarak somatizasyon bozukluğu belirtileri gösterdiği de bilinen bir gerçektir.

Çoğu zaman ilk semptomları ergenlik döneminde görülen bu hastalıkta, genel olarak görülme olasılığı %50 ila %25 arasında değişiklik gösterir. Birinci dereceden yakınlarda tanı alma oranı %22 civarındadır. Bununla beraber erkeklere kıyasla kadınlarda görülme olasılığı da daha fazladır.

Hipokondriyazis ve Somatizasyon Bozukluğu Farkı Nedir?

Hipokondriyazis ve somatizasyon bozukluğu farkı, bu tür hastalıklarla alakalı en çok merak edilen konular arasında yer alır. Hipokondriyazis, başka bir deyişle hastalık hastalığı, bireyin bedenindeki belirtileri yanlış yorumlaması sebebiyle önemli bir hastalığı olacağına ya da olduğuna dair büyük kaygı ve korku yaşaması durumudur. Hipokondriyazis, bireyin yaşadığı bu korku ve endişeyle tıbbi değerlendirmeler yapılmasına ve güvence verilmesine karşın sahip olduğu düşüncelerin önüne geçememesiyle karakterize olan bir hastalıktır.

Diğer yandan hipokondriyazis ve somatizasyon bozukluğu farkı, hastalık hastalığının, somatik semptom bozukluğu içerisinde sınıflandırılan bir hastalık türü olmasıdır.

Somatizasyon Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

İnsan, doğası gereği dış çevreden gelen her uyaranı zihniyle algılar ve bilgiyi zihninde kaydeder. İşlenin bilginin ne şekilde kayıt altına alındığı yalnızda o kişi tarafından fark edilir. Eğer dış çevreden gelen uyaran kişinin yaşamını olumsuz olarak etkilerse, kişi kendinde olan değişimlerin yavaş yavaş farkına varır. Fiziksel olarak yaşanan değişimler kişiye bir mesaj verirken, bu mesaj genellikle baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, göğüste ağrı gibi durumlarla görülür. Fiziksel semptomlarla bir uzmana müracaat etmek her zaman için daha kolay olurken, psikolojik semptomlar kişiyi çoğu zaman korkutur. Toplumun psikolojiye karşı bakış açısının henüz istenen düzeyde ve yönde olmaması bu duruma yol açar. Dolayısıyla fiziksel semptomlar daha anlamlı bir hastalığın işaretidir.

Bedenselleştirme bozukluğu bir hastalıktan ziyade belirtiler kümesi olarak değerlendirilir. Üstelik bu durum devamlılık arz ederken, kısa sürede ortadan kalktığı görülmemiştir.

Diğer yandan somatizasyon bozukluğu belirtilerine birkaç örnek göstermemiz gerekirse;

  • Bireyin nefes almada güçlük çekmesi, çarpıntı, göğüs ağrısı ve yanma hissi,
  • Karın ağrısı, kusma, mide bulantısı,
  • Ses kısılması, yutkunamama,
  • Bedenin çeşitli noktalarında anlamlandırılamayan ve devamlı olan ağrılar,
  • Adet düzensizliği, fazla kanama gibi durumlar somatizasyon bozukluğu belirtileri arasında yer alır. Bununla beraber hastalarda belirtilerin 30 yaşından önce görülmesi ve uzun yıllar boyunca devam etmesi gerekir.

Somatizasyon Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Somatizasyon bozukluğunun gelişmesindeki en önemli nedenlerden biri strestir. Stresin anlaşılmaması, göz ardı edilmesi anlık olarak kişide bir problem yaratmadığı düşünülse de bu durum ilerleyen süreçlerde somatizasyon bozukluğu olarak kendisini gösterebilir.

Somatik bozukluk hastalığına sahip olan bireyler, vücutlarında meydana gelen en ufak değişimlere dahi ciddiyetle yaklaşır. Bu hastalar küçük, kafaya takılmayacak şeyleri gereğinden fazla büyüterek hayati tehlikesi olan bir hastalık gibi düşünebilir. Kısaca özetleyecek olursak; ortada somut bir neden bulunmazken belirli ağrı, acı, sancı hissederler ve bu hislerden aşırı derecede korku duyarlar.

Somatizasyon bozukluğu depresyon ve kaygıyla beraber en sık görülen ruhsal problemlerden biridir. Yapılan araştırmalara göre ağırlıklı olarak Almanya’da yaşamını sürdüren insanlarda görülen bu ruhsal bozukluk, her 100 kişiden 12’sinde, yaşamının belirli bir döneminde görülmüştür. Üstelik kadınlarda erkeklere nazaran iki katı daha fazla görülür.

Somatizasyon bozukluğu nedenleri iki faktör halinde incelenir. Bu faktörlerse şunlardır:

Psikososyal Faktörler

Psikolojik faktörler, somatizasyon bozukluğu nedenlerinden ilkidir. Bu türden ruhsal sorunlarda yakınmalar ve semptomlar, sosyal iletişim semptomları gibidir.

Biyolojik Faktörler

Somatizasyon bozukluğu nedenlerinden bir diğeri de biyolojik faktörlerdir. Yapılan araştırmalar, diğer birçok ruhsal problem gibi somatik semptom bozukluğunun genetik etkenlerden kaynaklandığını gösterir.

Somatizasyon Bozukluğu Tanı Kriterleri

Somatik bozukluk tanısı, ancak bu alanda uzmanlık edinmiş psikolog ya da psikiyatristler tarafından koyulabilir. Bir bireyin somatik bozukluğa sahip olduğundan bahsedebilmek için, gerçekleştirilen testler ve yapılan araştırmalar neticesinde somatizasyon bozukluğu DSM-5 tanı kriterlerinden en az ikisinin görülmesi gerekir.

Bunun ile beraber somatizasyon bozukluğu tanısının koyulabilmesi için hastada görülmesi gereken semptomlar şunlardır:

  • Semptomların 30 yaş altında kendisini göstermeye başlaması
  • Birkaç yıl boyunca görülmeye devam etmesi
  • Dört ağrı semptomunun görülmesi (baş ağrısı, karın ağrısı, kol ve bacaklarda ağrı, âdet kanaması, idrarda yanma)
  • Nörolojik bir durumla açıklanamayan geçici körlük, sağırlık ya da felç
  • İki sindirim sistemi bozukluğu (ishal, bulantı, şişkinlik, gebelik dışı kusma, besinlerin dokunması)
  • Sinirlerin gücünü kaybetmesi, halsizlik, yorgunluk, duygu değişiklikleri, hastalıktan korkma gibi durumlar

Fiziksel açıdan açıklanması mümkün olmayan her belirtinin somatizasyon bozukluğu olduğunu söylemek doğru değildir. Genel olarak sağlıklı insanların yüzde 80’inde bu belirtilerden bir ya da ikisine rastlandığı ifade edilir. Bu gibi durumlara geçici bedenselleştirme adı verilirken, dolayısıyla her bağ ağrısı ya da mide bulantısına somatik bozukluk demek yanlıştır.

Bu aşamada önemli olan bedene yönelik mevcut olan aşırı dikkat halidir. Bu gibi belirtilerin ortaya çıkması çarpıtma yöntemiyle olabilir. Algılanan çeşitli bedensel durumları yaşamak yaşantıyla alakalı olurken, fiziksel bir sorundan kaynaklı olduğunu düşünmek düşünsel boyuttur. Diğer yandan tıbbi bir yardım arama çabasıysa davranışsal bir durum olarak ifade edilir.

Tüm bunların dışında kesin olarak tanı koyulabilmesi için uzmanlar tarafından somatizasyon bozukluğu testi yapılması gerekir.

Somatizasyon Testi Nedir? Nasıl Uygulanır?

Somatizasyon bozukluğu testi, çoğu zaman hastadan alınan öyküye bağlı olarak şekillenir. Bu test, hastanın somatizasyona yatkınlığını ortaya çıkaran bir testtir. Fakat bu test yalnızca teşhis açısından bire bir olarak tercih edilmez. Teşhis açısından söz konusu bu testin fazla bilgi verdiği düşünülmez. Somatizasyon testi, yalnızca hastanın anlık olarak durumunu ölçen bir test türü olarak açıklanabilir. Dolayısıyla bu durumda hasta için test aşamasında kendisini rahat hissedebileceği bir ortam oluşturulmalıdır. Bu sayede hasta, testte yer alan soruları rahatlıkla ve doğru olarak cevaplarken, somatizasyon bozukluğunun hangi seviyede olduğunu doğru bir şekilde tespit edebilmek mümkün olacaktır.

Tüm bunların dışında somatizasyon bozukluğu testini uzman psikologlara pratik bilgi sağlaması amacıyla da kullanabilmek mümkündür.

Sonuç itibariyle somatik semptom bozukluğu testi, uzmanlar tarafından uygulanması ve değerlendirilmesi gereken bir testtir. Fakat yalnızca test sonuçlarına göre uzmanın herhangi bir tanı koyması yanlış olacaktır. Test sonucu ve somatizasyon bozukluğu DSM-5 tanı kriterleriyle beraber uzmanın kendi gözlem ve analizlerini de kullanması önemlidir. Bu sayede uzman psikolog testten edindiği pratik bilgilerle kendi gözlem ve analizlerini bir araya getirerek en doğru teşhisi koyabilir. Bu durumun sonucunda da hasta için en doğru somatizasyon bozukluğu tedavisini planlayabilir.

Somatizasyon Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Somatizasyon bozukluğu tedavisinin en önemli amacı, hastanın çeşitli ağrı ve semptomlara sahip olmasına rağmen daha sıradan bir hayat geçirmesini, hayatını normal akışında devam ettirebilmesini sağlamaktır.

Somatizasyon bozukluğu tedavisinde uzman psikologlar tarafından sıklıkla tercih edilen yöntem terapi yöntemidir. Özellikle de bilişsel davranışçı terapi yönteminin, somatik bozukluk konusunda oldukça etkilidir.  Bilişsel davranışçı terapide hastanın sahip olduğu negatif düşüncelerle alakalı sorular sorulur. Hastanın, aynı sağlık sorunlarını yaşamaya devam etse dahi başka bir deyişle hala acı çekse ya da ağrıları hissetse bile bu duruma karşı bakış açısını değiştirmesi sağlanır.  Hasta, çektiği ağrıya farklı bir bakış açısıyla yaklaştığında, hissettiği ağrının şiddeti de önemli ölçüde azalacaktır.

Uzman psikologlar somatizasyon bozukluğunun tedavisinde, bu hastalığa neden olan travmaları tespit ederek bunlarla alakalı bir tedavi yöntemi belirler. Bireyin daha önce yaşadığı travmalar ne zaman ortaya çıkarsa ya da zaman içerisinde azalma gösterirse, tedavinin etkisi de bir o kadar hızlı ve etkili olacaktır. Bu nedenle psikoterapide travmatik olaylar üzerine çalışmalar yürütülmesi son derece önemlidir.

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

Çalışma Saatleri

  • Hafta içi 10:00 - 21:00
  • Cumartesi 10:00 - 21:00
  • Pazar Kapalı
Bizi Takipte Kalın!
© MCS Psikoloji | 2017 - 2024 | Tüm Hakları Saklıdır.