Depresyon

Ruh sağlığı oldukça önemli bir konudur. Son on yılda, zihinsel anlamda ne kadar önemli olduğu herkes tarafından daha anlaşılır bir hal almaya başladı. Bu nedenle zamanla zihin sağlığını korumak için daha da gelişim göstermeye başladı. Ancak bu konuda derin bir anlayış kazanmak ve başarılı bir ilerleme kaydetmek tahmin edildiği kadar kolay değildir. Bu noktada da depresyon ve depresyon belirtilerinin ne olduğunu daha detaylı anlatarak bu sürecin daha iyi kavranmasını sağlayacağız.

Kişi kendisi için mücadele ediyor ya da depresyonda olan birini tanıyorsa bu rahatsızlığın belirtilerini ve konu hakkında ne yapabileceğini anlaması gerekir. Depresyon kavramının, depresyon nedenlerinin ve depresyon belirtilerinin bilinmesi hatta gerçekte nelerin bu duruma neden olabileceği gibi detaylı konuların kavranması üzerine çeşitli bilgileri keşfedeceğiz.

Depresyon

Depresyon Nedir, Ne Değildir?

Depresyon, hiçbir şekilde meslek, eğitim, statü ya da cinsiyet gibi konulara bakmaksızın görülebilen oldukça yaygın bir psikolojik hastalıktır. Herkes genelde günlük hayatta çaresizlik, mutluluk ya da hüzün gibi değişik ani duygusal iniş çıkışlar yaşayabilir. Gün içinde üzülmeler dahi bunu 1-2 gün sonrasında atlatılabilir. Bazı durumlarda kahkaha atmanın dahi arkasında bir depresyon belirtisi olduğu düşünülebilir. Bu duygusal değişiklikler ya da kısa süreli duygu durumları depresyonla karşılaştırılmamalıdır.

Depresyon, genelde yanlış anlaşılan bir durumdur. Bazen en ufak bir üzülme durumunda ‘Şu anda çok moralim bozuk‘ gibi ifadeler kullanılabilir. Elbette herkesin biraz mutsuz biraz da bıkmış hissettiği günlerin olması çok normaldir. Bu gibi örneklerin hiçbiri depresyonu tam olarak tanımlamamaktadır. Peki aslında depresyon nedir?

Depresyon, uzun süreler boyunca hissetme, düşünme ve hareket etme şekillerinizi etkileyen bir duygudurum bozukluğudur. Kişi kendini hayattan tamamen kopuk hisseder, sevdiği şeylerden uzaklaşmaya başlar ve iş yerinde çalışmama isteği nedeniyle kopukluklar yaşayabilir.

Genelde sosyal, psikolojik ve biyolojik faktörlerin bir araya gelerek oluşturduğu etkileşimlerin sonucunda meydana gelen depresyon, güçsüzlük göstergesi olarak algılanmamalıdır. Bu hastalık üzerinde bir tedavi başlanılmadığı takdirde tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu duruma örnek olarak; kişinin yaşadığı duygusal ya da fiziksel acıların daha da ağırlaşması ve yaşamanın giderek zorlaşması verilebilir.

Depresyon Türleri

Bazı zamanlarda kişinin kendini kötü hissetmesi çok normaldir. Ancak çoğu zamanlarda üzgünseniz ve bu durum günlük hayatınızı etkiliyorsa depresyon yaşıyor olabilirsiniz. Bu durumda bir terapistle konuşarak yaşam tarzınızda uygulayacağınız değişiklikler sayesinde tedavi uygulamasına başlanılabilir.

Depresyonun birden fazla türü vardır. Bazı kişilere hayatlarında yaşanılan zorluklar neden olurken bazılarına da beyinde kimyasal değişmeler neden olabilir. Nedeni ne olursa olsun atılması gereken ilk adım terapistinize nasıl hissettiğinizi bildirmek olmalıdır. Sahip olunan depresyon türünü anlamak ve size yardımcı olunması için akıl sağlığı uzmanına yönlendirilmek oldukça doğaldır. Depresyonun türü anlaşıldığında konulan tanı üzerinden tedaviyi yönlendirmek bu aşamada oldukça önemlidir.

Major Depresyon

En az iki hafta süren, ruh halinde çökkünlük hissi veren depresyon türüdür. Haftanın çoğu günlerinde kendinizi bu şekilde hissediyorsanız bu tip sizde de olabilir. Majör depresyonda olan kişilerde görülen en yaygın belirtiler ise:

  • Dikkatini sürdürmek ve konsantre olmak oldukça yorucu hale gelir. Genelde başkalarının söylediklerini ve okuduklarını anlamakta zorlanırlar.
  • Karşılıklı iletişim kurmak genelde yük olarak görülür. Monoton bir ses tonuyla, uzun ve yavaş giden duraksamalar yaparak daha az konuşurlar.
  • Normal hayatlarında severek yaptığı aktivitelerden uzaklaşırlar.
  • Gün boyunca üzüntü, keder, ağlama isteği ile zaman kaybederler. Ayrıca iştahlarında artış ya da azalış gibi farklılıklarla karşılaşırlar.
  • Kimi insanlarda olabildiğince uyku hali belirtisi verirken kimilerinde de yoğun bir uykusuzluk problemi oluşturur.
  • Majör depresyon içerisinde olan kişiler genelde kendilerini suçlu ve değersiz hisseder.
  • Kişisel bakımdan uzaklaşırlar ve bunu giyimlerine kadar her şeylerine yansıtırlar. 
  • En önemli belirtisi ise içinde bulunduğu durumun hiçbir zaman geçmeyecekmiş hissine kapılarak kendilerini umutsuzluk içerisinde bırakmalarıdır.

Distimi (Kalıcı Depresif Bozukluk)

Distimi (kronik depresyon), majör depresyona göre daha hafif depresyon türüdür. Ancak uzun süren bir depresyon türüdür. Kronik olması yönüyle de yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Distimi bozukluk kişide gizli ve yavaş ilerleyerek kronik bir süreç izler. Ortalama olarak kabul edilen hastalığın ara düzelme dönemi ise 2 yıldır. Kişiden kişiye değişiklik gösteren bu tür, bazı durumlarda bireyin sosyal yaşamını ve fonksiyonlarını etkilemeyebilir.

Yine de aile, yakın çevre, eğlence gibi sosyal alanlar için ayrılması gereken zamanın büyük bir kısmını işlerine ayırabilirler. Günün çoğunluğunda depresif duygular ağır basabilir. Bu depresyon içerisinde “duble depresyon” adı verilen ataklar da görülebilir. Genelde kendini gösteren Distimi (Kalıcı Depresif Bozukluk) belirtileri ise:

  • İştahsızlık veya aşırı yeme,
  • Uykusuzluk veya hipersomnia (Aşırı uyku isteği),
  • Düşük enerji veya yorgunluk,
  • Düşük benlik saygısı,
  • Kötü ruh hali,
  • Zayıf konsantrasyon veya karar vermede zorluk,
  • Umutsuzluk duyguları.

Perinatal Depresyon (Doğum Sonrası Depresyon)

Genelde hamilelik sonrasında 7 kadından birini etkileyen ve oldukça sık karşılaşılan bir türdür. Gebelik ya da doğum sonrasındaki haftalarda fiziksel, duygusal ve zihinsel değişimler genelde zorlayıcıdır. Bu süreçte sevinç, mutluluk, yorgunluk, telaş, panik ve endişe gibi duygular bir arada yaşanabilir. Gebelik sırasında ya da sonrasında duygudurum bozukluklarını daha doğru açıklayan 4 farklı terim vardır. 

  • Doğum Sonrası Depresyon,
  • Maternal Depresyon,
  • Doğum Öncesi Depresyon,
  • Doğum Sonrası Depresyon.

Perinatal depresyon doğumdan sonraki ilk 12 ayı tanımlar. Hamilelik döneminde ya da doğum sonrasında duygu karışıklıkları ne kadar doğal olsa da ileri boyutlarda görüldüğü zaman uzman bir danışanla görüşülmelidir. Perinatal depresyon nedenleri:

  • Kişisel veya aile depresyon öyküsü,
  • Anne olma kaygısı,
  • Hayat stresi,
  • Sosyal destek eksikliği,
  • İstenmeyen gebelik,
  • Sigara içmek,
  • Kötü ilişki kalitesi,
  • Fiziksel veya cinsel istismarın tarihi,
  • Hamilelik komplikasyonları.

Belirtileri ise:

  • Kalıcı üzüntü,
  • Boşluk hisleri,
  • Umutsuzluk duyguları,
  • Sık ağlama,
  • Düşünme veya konsantre olma yeteneğini azaltma,
  • Uyku problemi,
  • Yorgunluk veya düşük enerji,
  • Sinirlilik,
  • Buhran,
  • Artan endişe ve endişe duyguları,
  • Kendine veya çocuğa bakma konusundaki ilgi kaybı,
  • Bir zamanlar keyif alınan aktivitelere ilgi kaybı,
  • Bebekle arasında olan zayıf bağ,
  • İştah ve kilo değişimleri,
  • Ölüm veya intihar düşünceleri.

Psikotik Depresyon

Diğer depresyon türlerine göre en ağır depresyon türüdür. Seyirleri olan psikotik depresyon, sanrı (hezeyan) ve varsanı (halüsinasyon) lardır. Bu tür için genel belirtiler ise:

  • Suçluluk,
  • Yetersizlik,
  • Günahkarlık,
  • Kendine hakim olamamak ve kriz geçirmek,
  • Kendini cezalandırılmaya layık görme,
  • Kendinin ya da başkalarının başına felaketlerin gelebileceği düşüncesi,
  • Çürüyüp yok olma düşüncesi,
  • Hakaret ya da iftira atan sesler duyma,
  • Çürüme düşüncesinden dolayı pis koku halüsinasyonu, söz konusu olabilir.

Tedavi edilse de tekrar etme olasılığı vardır. Ciddi anlamda işlevsellik kaybına neden olurken intihar riski de bu tür için oldukça yüksektir.

Mevsimsel Afektif Bozukluk

Genel olarak “Kış Depresyonu” ya da “Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu” olarak da adlandırılan bu tür, her yıl sonbahar ve kış mevsiminde günlerin kısalması ile ortaya çıkar. Bu tür depresyon yaşayan kişilerde, ilkbaharın gelmesiyle güzelleşen havanın ve uzayan günlerin sonucunda bir iyileşme gözlemlenir.

Bunun nedeni ise vücudumuzda bulunan serotonin ve melatonin hormonlarının duygu durumlarında etkili olmasıdır. Bu iki hormon dengeli uyku düzenini kurmakta yardımcı olur. Soğuk havalarda hormonların seviyesinde değişme görülür. Kış aylarında günlerin kısa olmasından kaynaklı olarak melatonin hormonu beyinde artarken serotonin hormonunda azalma görülür.

Asıl hikayesi ise melatonin hava karardığında uyunması gerektiğini düşünür ve kendini salgılamaya başlar. Kişiyi uyku haline programlar ve uykuda artışa neden olur. Serotonin ise baskın çıkamaz ve halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, isteksizlik gibi etkiler meydana getirir.

Belirtileri ise:

  • Aşırı yemek yeme, iştahta artış,
  • Zevk alınan şeylerden artık zevk alamama,
  • Kendini iyi hissetmemek,
  • Aşırı uyku ve uykuya eğilim,
  • Enerji kaybı,
  • Bunalım,
  • Buhran,
  • Sosyal geri çekilme,
  • Yorgunluk ve halsizlik.

Durumsal Depresyon

Durumsal depresyon, uyum bozukluğunun resmi adı olarak değerlendirilebilir. Daha detaylı açıklanacak olursa, stres etkenine karşı verilen sıradan tepkiden daha fazla olanıdır. Depresyonun durumsal mı yoksa daha uzun süreli olduğunuzu anlamanız için 3 işaret vardır.

  1. Ruh halinde değişiklik: Ruh sağlığında değişim hissetmek, önceden sevilen şeylerden artık zevk alamamak, moral bozukluğu ya da suçluluk hissi.
  2. Davranış değişikliği: İştah bozukluğu, düzensiz uyku, sosyal izolasyon, öfke patlamaları enerji kaybı gibi.
  3. Gündelik işleri yapamamak: Odaklanamamak ya da kişisel ilişkileri ihmal etmek gibi.

Depresyon Sıklığı Ne Kadar?

Majör depresyonun ağırlıklı olarak görülmesi konusunda ne kadar sık görüldüğünden bahsetmek gerekirse bu oranlar %3 ile %5,8 aralığındadır. Erkekler için belirlenen oran %3-12, kadınlar için ise %10-26’dır. Yapılan başka araştırmalara göre bu oranlar farklılık gösterse de ortalama olarak yakın olacaktır.

Epidemiyolojik verilerden elde edilen bilgilerde ise herhangi bir yıl içerisinde kadınların %13’ü, erkeklerin ise %8’i depresyondadır.

Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması’nda 12 aylık depresif nöbet yaygınlığı:

  • Kadınlar için %5,4,
  • Erkeklerde %2,3
  • Tüm nüfus kapsamında ise %4,0 olarak verilmektedir.

Verilen bilgilere göre oranlara bakıldığında depresyon görülme ihtimali kadınlarda her zaman iki kat daha fazladır. Ayrıca yineleyici olarak görülen depresyonlar da kadınlarda daha sık görülür. Akut atak depresyon tiplerinde ise %15 kadarlık bir süreğenleşme eğilimi görülür.

Depresyon Nedenleri

Depresyon karmaşık görülen bir hastalıktır. Kimse bu durumla neden karşılaştığını tam olarak anlayamaz. Ancak bu durum için birden çok çeşitli neden gösterilebilir.

Bazı kişiler ciddi hastalıklar sonucunda girebilirken bazıları ölüm, ayrılık ve taşınma gibi üzücü durumların ardından da yaşayabilir. Yine de bazı kişilerin ailesinde muhakkak depresyon öyküsü ile karşılaşılır. Yaşanılan birçok şey bu hastalığa neden olabilir. Bu konuda depresyonun temel nedenleri ise 10 madde ile detaylandırabiliriz:

  1. Taciz: Fiziksel, cinsel ya da duygusal istismar daha sonralarda kişiyi savunmasız hale getirebilir.
  2. Yaş: Yaşlı kişilerde depresyon riski daha yüksektir. Bu durum yalnız yaşama gibi olumsuzluklarda daha da kötü bir hal alabilir.
  3. Bazı ilaçlar: Sivilce tedavilerinde kullanılan antiviral ilaçlar yan etki olarak depresyon riskini artırabilir. 
  4. Fikir ayrılığı: Kişisel çatışmalar ya da aile üyelerinin yanı sıra arkadaşlarla yaşanan fikir ayrılıkları depresyona neden olabilir.
  5. Ölüm veya kayıp: Sevilen kişinin ölümü ya da ortadan kaybolması gibi travmalar hastalığın riskini artırır.
  6. Cinsiyet: Kadınların depresyona girme olasılığı erkeklere göre daha fazladır.
  7. Genler: Ailede depresyon öyküsü bireylerde karmaşık bir özellik olduğundan katkıda bulunabilir.
  8. Büyük olaylar: Yeni iş başlangıcı, mezun olmak, evlenmek gibi olumlu durumlar dahi depresyona neden olurken işini veya gelirini kaybetmek, boşanmak veya emekli olmak da aynı etkiyi gösterebilir.
  9. Diğer kişisel problemler: Başka akıl hastalıkları gibi nedenlerinden dolayı dışlanma hissi depresyona girme riskini artırır.
  10. Ciddi hastalıklar: Büyük bir hastalığa karşı mücadele edememe gibi durumlar neden olarak gösterilebilir.

Depresyon Belirtileri

Depresyon, yaşam boyu bir defa ortaya çıksa da insanlarda genelde birden fazla atak geçirilmesine neden olabilir. Görülen atakların yaşandığı esnada, semptomlar neredeyse her gün ortaya çıkar ve aşağıda verilen belirtileri içerebilir.

  • Üzüntü, ağlama hissi, boşlukta olma hissi ya da umutsuzluğa kapılma,
  • Küçük meselelerde bile öfke patlamaları, sinir krizi veya hayal kırıklığı,
  • Seks, hobiler, spor ya da başka ilgi alanlarında tamamından ya da bazılarından soğuma hissi,
  • Uykusuzluk çekmek veya aşırı uyumak,
  • Depresif olma,
  • Yorgunluk ile enerji eksikliği,
  • Azalan iştah, kilo kaybı ya da alımı,
  • Anksiyete, ajitasyon veya huzursuzluk,
  • Yavaş düşünme, tepkisizlik ve ağır vücut hareketleri,
  • Değersizlik ya da suçluluk hissi,
  • Geçmişteki başarısızlıklara takılıp kalma ya da kendini suçlama,
  • Konsantrasyon eksikliği, karar verme ya da hatırlamada zorluk,
  • Sık sık ya da tekrara düşen ölüm düşünceleri, intihar isteği ya da girişimleri,
  • Sırt ya da baş ağrıları gibi fiziksel problemler.

Depresyonda olan birçok insanda semptomlar; genelde iş, okul, sosyal aktivite ya da gözle görülen sorunlara neden olacak şekilde şiddetli olurken bazı insanlarda da gerçekten nedenini bilmeden genel olarak mutsuzluk şeklinde görülebilir.

Çocuklarda Depresyon Belirtileri

Çocukların kendilerini kötü hissetmeleri, huysuz olmaları ya da olumsuz düşünmeleri oldukça normaldir. Bu durumlar çocukların gelişiminde ve duygularının yönetilmesinde büyük katkılar sağlar. Ancak çocuklarda depresyon, kendilerini üzgün, hüzünlü veya morali bozuk hissetmekten daha fazlasıdır.

Çocuklarda depresyon, çocukların düşünce, ruh hali ve davranışlarını etkileyen bir ruh sağlığı sorunudur. Depresyon yaşayan çocuklar genellikle kendileri, durumları ve gelecekleri hakkında olumsuz hissederler. Çocuğunuz depresyondaysa, çocuğunuzun öğrenmesi, arkadaş edinmesi ve günlük hayattan en iyi şekilde yararlanması zor olabilir. Bir çocuğun depresyonda olduğunu gösteren belirtiler ise:

  • Çoğu zaman üzgün veya mutsuz görünür.
  • Saldırgandır, çoğu zaman istediğinizi yapmaz veya çok fazla öfke nöbeti geçirir.
  • Kendileri hakkında olumsuz şeyler söyler. Örneğin, hiçbir şeyde iyi değilim veya okulda kimse beni sevmiyor.
  • Kendini suçlu hissedebilir. Örneğin, çocuğunuz ‘her zaman benim hatam’ diyebilir.
  • Çok korkuyor veya endişeleniyor olabilir.
  • Karınlarının veya başlarının ağrıdığını söyleyip dururlar ancak bu sorunların fiziksel veya tıbbi bir nedeni yoktur.
  • Normalde olduğu kadar enerjileri olmaz.
  • Arkadaşların ve ailenin etrafında olmak istemezler.
  • Eskiden zevk aldıkları şeyleri yapmaz oyun dahi oynamak istemezler.
  • Kabuslar da dahil olmak üzere uyku sorunları var
  • Konsantre olma, bir şeyleri hatırlama veya basit kararlar verme sorunları var.

Gençlerde Depresyon Belirtileri

Gençlerde depresyon, kalıcı bir üzüntü hissine ve aktivitelere karşı ilgisizlik oluşturan ciddi bir zihinsel sağlık sorunu olarak belirlenmektedir. Gençlerin nasıl düşündüğünden başlayarak hislerine ve davranışlarına müdahale ederken sonrasında duygusal, işlevsel ve fiziksel sorunlara neden olabilir. Depresyon genelde bütün yaş aralığında görülen bir sağlık sorunu olsa da semptomlar gençler ve yetişkinler arasında farklı olabilir.

Akrabalardan oluşan baskılar, akademik beklentiler ya da değişen bedenlerin geçtiği birçok konu gençlerde depresyona girme ihtimalini artırır. Ergenlikte yaşanılan depresyon hafife alınacak bir konu değildir. Sonrasında da ciddi olumsuzluklara neden olabilir.

Gençlerde görülen depresyon belirtilerini 2 durumda inceleyebiliriz.

  1. Duygusal Değişiklikler
  2. Belirgin bir neden olmadan ağlama krizleri,
  3. Küçük konularda dahi hayal kırıklıkları ya da öfke,
  4. Umutsuz ya da boşlukta olma hissi,
  5. Sinirli ya da sinirli ruh hali,
  6. Aktivitelerden uzaklaşma,
  7. Kendine güvenmemek,
  8. Aile ya da arkadaşlara ilgi kaybı ve zıt görüşler,
  9. Kendini değersiz görme ya da suçluluk hissi,
  10. Düşünürken konsantre olamama ve karar verememe,
  11. Hayatın ve geleceğin kasvetli olduğunu düşünme,
  12. Reddedilme ve sürekli başarısız olma korkusu,
  13. Aşırı hassasiyet,
  14. Depresif olmak.
  15. Davranış Değişiklikleri
  16. Yorgunluk ve enerji kaybı,
  17. Uykusuzluk veya çok fazla uyumak,
  18. İştahta değişiklikler, iştah azalması ve kilo kaybı veya yemek ve kilo alımı için artan istek
  19. Alkol veya uyuşturucu kullanımı,
  20. Ajitasyon veya huzursuzluk. Örneğin, hızlanma, el sıkma veya hareketsiz oturamama,
  21. Yavaş düşünme, konuşma veya vücut hareketleri,
  22. Okul hemşiresine sık sık ziyaretleri içerebilen açıklanamayan vücut ağrıları ve baş ağrıları ile ilgili sık şikayetler,
  23. Sosyal izolasyon,
  24. Kötü okul performansı veya okula sık sık devamsızlık,
  25. Kişisel hijyene veya görünüme daha az dikkat,
  26. Öfke patlamaları, rahatsız edici veya riskli davranışlar veya diğer rol yapma davranışları.

Yetişkinlerde Depresyon Belirtileri

Depresyonu olan herkes aynı semptomları yaşamaz. Semptomlar şiddete ne sıklıkta ortaya çıktıklarına ve ne kadar sürdüklerine göre değişebilir. Yetişkinlerde de bu belirtiler farklılık gösterebilir. En sık görülenlere bakacak olursak:

  • Konsantre olma, ayrıntıları hatırlama ve karar vermede sorun,
  • Tükenmişlik,
  • Suçluluk, değersizlik ve çaresizlik duyguları,
  • Kötümserlik ve umutsuzluk,
  • Uykusuzluk, sabah erken uyanma veya çok fazla uyuma,
  • Huysuzluk veya sinirlilik,
  • Huzursuzluk,
  • Seks de dahil olmak üzere bir zamanlar zevkli olan şeylere ilgi kaybı,
  • Aşırı yeme veya iştah kaybı,
  • Geçmeyen ağrılar, ağrılar, baş ağrıları veya kramplar,
  • Tedaviyle bile iyileşmeyen sindirim sorunları,
  • Kalıcı üzgün, endişeli veya “boş” duygular,
  • İntihar düşünceleri veya intihar girişimleri.

Kadınlarda Depresyon Belirtileri

Kadınlarda depresyon belirtileri hafif ile şiddetli (majör depresyon) arasında değişir ve işlev görme yeteneğiniz üzerindeki etkileriyle ayırt edilir. Yaygın depresyon belirtileri şunlardır:

  • Çaresizlik ve umutsuzluk duyguları. Sanki hiçbir şey daha iyi olmayacakmış gibi hissedilir ve durumu iyileştirmek için yapılabilecek hiçbir şey yok gibi davranılır,
  • Eskiden zevk alınan hobiler, eğlenceler ve sosyal aktiviteler artık değersizdir,
  • İştah değişiklikleri sıklıkla önemli kilo kaybına veya kilo alımına yol açar,
  • Uyku düzeninizdeki değişiklikler,
  • Kızgın, tedirgin, huzursuz hissetmek,
  • Yorgun, halsiz ve enerji tükenmiş hissetmek
  • Konsantre olma, karar verme veya bir şeyleri hatırlama sorunu
  • Baş ağrıları, kramplar, göğüslerde hassasiyet veya şişkinlik dahil olmak üzere ağrı ve sızılarda artış
  • İntihar düşünceleri.

Kadınlar ayrıca belirli depresyon semptomlarını erkeklerden daha sık yaşama eğilimindedir. Bunlar şunları içerir:

  • Düşük güneş ışığı seviyeleri nedeniyle kış aylarında depresyon (mevsimsel duygudurum bozukluğu).
  • Atipik depresyon belirtileri, daha az uyumak, daha az yemek yemek ve kilo vermek yerine tam tersini yaşarlar: aşırı uyumak, daha fazla yemek (özellikle rafine karbonhidratlar) ve kilo almak.

Erkeklerde Depresyon Belirtileri

Depresyon iki yönlü olarak görülebilir: Belirti ve semptomlar ile sonra başa çıkma mekanizmaları ve depresyondan etkilenen diğer davranışlardır.

Erkeklerde depresyon belirtileri ise şu şekildedir;

  • Aşırı yorgunluk,
  • Uyumakta zorluk veya aşırı uyuma,
  • Genellikle zevkli olan aktivitelerden zevk almada zorluk,
  • Üzüntü, boşluk veya umutsuzluk duyguları,
  • Kaçışa aşırı düşkünlük,
  • Tıbbi konular,
  • Madde kullanım bozukluğu,
  • Sinirlilik,
  • Riskli davranışlar.

Depresyon Tekrarlanır mı?

Geçmişte depresyon yaşadıysanız, nüksetme potansiyeli konusunda endişeli olabilirsiniz. Terapilerin depresyon tedavisi üzerinde etkili olduğu gösterilmiş olsa da araştırmalar tedaviyi bırakan bireylerin yaklaşık üçte birinin bir yıl içinde nüksedeceğini göstermiştir.

Bu nedenle, depresyon nüksetmesinin çeşitli potansiyel belirtilerini veya semptomlarını göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu semptomlar;

  • Düşük ruh hali,
  • Sinirlilik,
  • İlgi veya zevk kaybı,
  • Bilinç kararması,
  • Uyku değişiklikleri,
  • Sosyal geri çekilme,
  • Değersiz hissetmek,
  • Kilo alımı veya kaybı,
  • Tükenmişlik,
  • Ağrı ve sızılar,
  • İntihar düşüncesi/düşünceleri.

Depresyon Risk Faktörleri Var mı?

Aslında depresyonun birçok farklı nedeni vardır. Bunun her zaman önlenebilir olmadığından şüphelenilmektedir. Bir de depresyona katkıda bulunabilecek risk altında olmanıza neden olacak faktörler vardır. Bu faktörler:

  1. Beyin ve Vücut Risk Faktörleri: Beyin kimyası dengesizlikleri denilebilir. Dopamin, serotonin ve norepinefrin dahil olmak üzere belirli nörotransmitterler, ruh halinde önemli bir rol oynar.
  2. Fiziksel Sağlık ve Bazı Tıbbi Durumlar: Kronik hastalıklar, uyku bozuklukları ya da tiroid rahatsızlıkları varsa risk altında olma ihtimali yüksektir. Ayrıca kanser, diyabet veya kronik ağrı sorunları olanlarda da yüksek eğilim görülür.
  3. Kadın Cinsiyet Hormonları: Kadınların üreme yıllarında depresif bozuklukların görülme sıklığı zirve yaptığından, hormonal risk faktörlerinin oyunda olabileceğine inanılmaktadır.
  4. Aile Tarihi ve Genetik: Ailede depresyon öyküsü bir başka önemli risk faktörüdür.
  5. Yaşam Tarzı Risk Faktörleri: İnsanların, yaşam tarzları üzerinde çok daha fazla kişisel kontrolü olduğundan risk faktörleri arasındadır.
  6. Zayıf Beslenme: Kötü bir diyet, depresyona çeşitli şekillerde katkıda bulunabilir.
  7. Stres: Kişinin baş etme yeteneğini zorlayan stresli yaşam olayları da depresyona neden olabilir.
  8. Madde Kullanımı: Uyuşturucu ve alkol depresif bozukluklara katkıda bulunabilir. Ancak, bazı reçeteli ilaçlar bile depresyonla ilişkilendirilmiştir.

Depresyon Cinsel İsteksizlik Yapar mı?

Depresyon, cinsel istek de dahil olmak üzere hayatınızın her yönünü etkileyebilir. Düşük benlik saygısı, umutsuzluk duyguları ve fiziksel yorgunluk libidonuzu (cinsel istek dürtüsü) azaltabilir. Depresyon ayrıca şunlara da yol açabilir:

  • Anorgazmi veya orgazm olma sorunu.
  • Erektil disfonksiyon veya ereksiyon sorunları.

Depresyon Ne Kadar Sürer?

Depresyon türlerine göre farklılık gösterebilir. Majör depresif bozukluk, bir epizod yaşayan insanların en az yarısının yaşamları boyunca bir veya daha fazla ek epizod yaşamasıyla, oldukça tekrarlayıcı olabilir.

Depresyonunuzun ne kadar süreceği, yaşam tarzı faktörlerine ve hızlı tedavi alıp almadığınıza bağlıdır. Bu durum kişinin ne kadar yoğun bağlı yaşamasıyla da ilişkilidir.

Ortalama 6 ile 8 ay arasında süren depresyon, kalıcı bir problem değil aksine bir sorun oluşturur. Tedavi edilen depresyon ise ortalama 6 ile 24 ay aralığında bir düzelme görürken %5-10 aralığında ise süreç iki yıldan fazla devam edebilir.   

Depresyon Tanısı Nasıl Konur?

Depresyonda olan kişiyle konuşmak, depresyon testleri yapmak Psikolog’un depresyon tanısı koymak için uygulayacağı en iyi yöntemdir.

Depresyon Tedavisi

Depresyon ciddi olabilir, ancak aynı zamanda tedavi edilebilir. Depresyon tedavisi şunları içerir:

  • Kendi kendine yardım: Düzenli egzersiz yapmak, yeterince uyumak ve değer verdiğiniz insanlarla vakit geçirmek depresyon belirtilerini iyileştirebilir.
  • Danışmanlık: Danışmanlık veya psikoterapi, bir ruh sağlığı uzmanıyla konuşmaktır. Danışmanınız, sorunlarınızı çözmenize ve baş etme becerilerini geliştirmenize yardımcı olur. Bazen tek ihtiyacınız olan kısa bir terapidir. Diğer insanlar terapiye daha uzun süre devam eder.

Depresyon Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Depresyon sağlıksız bir döngüye neden olabilir. Uzun süreli tedavi edilmeyen depresyon, bir kişinin temel sağlık ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini etkiler. Bu olduğunda ve kişi kendine bakmadığında, diğer hastalıklara karşı savunmasız bırakabilir.

Tedavi edilmeyen uzun süreli depresyonu olan hastalar, uyku bozukluklarına, kalp hastalığına, kilo alımına veya kaybına, zayıflamış bağışıklık sistemine ve fiziksel ağrıya daha yatkındır.

Şiddetli depresyon vakaları, tedavi edilmediği takdirde de bu düşünceler üzerinde hareket etme riskiyle birlikte intihar düşüncelerine bile eğilimli olur. Depresyon belirtilerinin farkında olmanız ve yardım istemek için şiddetli hale gelene kadar beklememeniz çok önemlidir.

Üzgünüz, konum bulunamadı.
Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

Çalışma Saatleri

  • Hafta içi 10:00 - 21:00
  • Cumartesi 10:00 - 21:00
  • Pazar Kapalı
Bizi Takipte Kalın!
© MCS Psikoloji | 2017 - 2024 | Tüm Hakları Saklıdır.