Obsesif Kompulsif Bozukluk Okb 1

Obsesif kompulsif bozukluk, bireyin hayatında tekrar eden düşünce ve saplantılara neden psikolojik bir rahatsızlıktır. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip olan bireylerin gündelik yaşamında kaygılı ve takıntılı düşüncelerle ilişkili olarak tekrar eden davranışlar sergilediği görülebilir. Üstelik bu davranışlar, başka bir deyişle ataklar uzun süre boyunca devam edebildiğinden bireyin yaşamını büyük ölçüde olumsuz olarak etkileyecektir. Bu durumda hastanın bir Psikolog’la görüşmesi ve profesyonel anlamda yardım alması önerilir.

Obsesif bozukluk, mantıklı olmadığının farkında olmasına olmasına rağmen bireyin kontrol edemediği takıntılı dürtülerin ve tekrar eden davranışların görüldüğü ruhsal bir bozukluk olarak ifade edilir. Bir duruma ya da nesneye saplantılı olma durumu olup, kontrolsüz bir şekilde zihni devamlı meşgul eden kaygılı düşünceler kişileri sürekli korku halinde bırakır.

Obsesif Kompulsif bozukluk gibi bireyin yaşamını ciddi ölçüde etkileyen ruhsal bozukluk hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler için hastalığın tüm detaylarından bahsedelim.

Obsesyon ve Kompülsiyon Nedir?

Halk dilindeki “takıntı ya da saplantı” kelimelerinin psikoloji literatüründeki karşılığı “obsesyon” olarak bilinir. Bu terim, bireyin kontrol edemediği, istemsizce gelişen ve büyük ölçüde rahatsızlık veren düşünceler olarak tanımlanabilir. Örneğin; bireyin kendisine bir mikrop ya da kir bulaştığını ve bu nedenle hasta olacağını düşünmesi bir çeşit obsesyondur.

Takıntılı ya da saplantılı düşüncelere sahip olan bireylerse obsesif olarak ifade edilir. Obsesif bozukluk sahibi olan kişiler, başka bir deyişle obsesif olan kişiler halk arasında “takıntılı kişiler” olarak nitelendirilir. Takıntı halindeki devamlı olarak tekrar eden düşüncelere de “obsesif düşünce” denilir.

Bu hastalığın en önemli terimlerinden bir diğeri de kompülsiyondur. Bireyin zihninde kontrol edilemeyen obsesif düşünceler ortaya çıktığında çoğunlukla sıkıntılı bir durum oluşur. Bu sıkıntılı durumdan kendini kurtarmak isteyen birey saçma ya da uygun olmadığını düşündüğü halde istemsizce yaptığı hareketleri tekrar etmeye başlar. Bu hareketlere kompülsiyon adı verilir. Örneğin; eline mikrop bulaştığına dair obsesif dürtüler geliştiğinde bireyin elini sık sık sabunla yıkaması bir kompulsif hareketlere bir örnektir.  

Obsesif-Kompulsif Bozukluk Nedir?

Halk dilinde saplantı ya da takıntı hastalığı olarak ifade edilen ruhsal bozukluk, psikoloji literatüründe obsesif kompülsif bozukluk olarak ifade edilir. Takıntılı ve saplantılı düşüncelerin bireyin yaşamı olumsuz yönde etkileyecek seviyeye ulaşması durumunda ortaya çıkan bu ruhsal bozukluk, tekrar eden zihinsel dürtüler ve eylemler anlamına gelir.

Kısaca OKB olarak da ifade edilen obsesif-kompulsif bozukluk, bireyinde zihninden uzaklaştıramadığı fikir ve dürtülerin kontrolsüz bir şekilde oluşmasına neden olur. Bu düşünceler çoğunlukla bireyin yaşamını sekteye uğrayabilecek şiddette gerçekleştiğinden, obsesif ya da kompulsif olan her hastanın mutlaka tedavi olması, Uzman Psikolog’dan destek alması önerilir.

OKB Belirtileri

Bir hastanın sıradan bir takıntıya mı yoksa obsesif bozukluğa mı sahip olduğunu anlayabilmenin en önemli yolu, hastalığın belirtilerinin kendisinde olup olmadığın kontrol etmektir. Hastalığın tanımı yalnızca uzmanlar tarafından konulabilirken, OKB belirtileri hastalığa işaret edebilir.

Hastalarda sıklıkla görülen obsesif-kompulsif bozukluk belirtilerini obsesif ve kompulsif davranış belirtileri olmak üzere iki farklı kategoride inceleyebilmek mümkündür. En yaygın görülen obsesif davranış belirtileri şunlardır:

  • Devamlı olarak güven duyma ihtiyacı
  • Gereğinden fazla kuşku duyma
  • Düzen, simetri ve mükemmeliyetçilik
  • Günahkâr düşüncelere karşı korku
  • Hatalı bir davranış sergilemekten korkma
  • Çevresindekilere zarar vermekten korkma
  • Kir, virüs ya da mikrop bulaşmasından korkma
  • Sosyal olarak kabul edilemeyecek bir davranışta bulunmaktan ya da rezil olmaktan korkma

Diğer yandan sıklıkla karşılaştığımız kompulsif hareket belirtileriyse şunlardır:

  • El sıkışmaktan kaçınmak
  • Kapı kulplarını tutmaktan kaçınmak
  • Sık sık ellerini yıkamak
  • Sık sık duş almak
  • Değersiz olan nesneleri toplayıp biriktirmek
  • Belli başlı cümleleri, kelimeleri ya da duaları devamlı olarak tekrarlamak
  • Yemekleri belirli bir sıra doğrultusunda yemek
  • Yapılacak işleri bir sayı ya da sıraya koyup buna göre yapmak
  • Mobilyaları ya da kişisel eşyaları belli bir şekilde düzenlemek
  • Rahatsız eden, kontrol edilemeyen, hatta uykuları bölen düşüncelere ya da kelimelere takılı kalmak
  • Kapı, ocak, tüp, kilit gibi kapatılması gereken önemli şeyleri sıklıkla olarak kontrol etmek
  • Günlük işleri yaparken yüksek sesle ya da içinden devamlı olarak saymak

Kendisinde yukarıdakiler gibi OKB belirtilerinden bir ya da birden fazlası görülen bireylerin en kısa süre içerisinde bir uzmana yönlendirilmesi önemlidir.

Obsesif kompulsif bozukluk Nedenleri

Obsesif bozukluk ya da başka bir deyişle takıntı hastalığının nedenleri hakkında ne yazık ki kesin verilerden bahsedebilmek mümkün değildir. Fakat bu alanda araştırma yapan birçok uzman, biyolojik ve çevresel faktörlerin takıntı hastalığı gelişimine neden olduğu düşünülür. Bu doğrultuda takıntı hastalığının düşünülen nedenlerine biyolojik ve çevresel faktörler olarak iki başlık altında inceleyebilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Biyolojik Nedenleri

Karmaşık bir düzene sahip olan beyin yapısı, standart fonksiyonlarını sürdürebilmek adına “nöron” olarak tanımlanan bazı özel sinir hücrelerine muhtaçtır. Elektrik sinyalleri aracılığıyla etkileşime giren bu hücrelerin kendi aralarında bilgi alış-verişi yapmasını sağlayan kimyasal araçlarsa nörotransimitterlerdir. Transimitterlerin arasında bulunan seratoninin düşüş göstermesi obsesif bozukluk hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilir.

Seratonin seviyesinde görülen düşüş, anne-babadan çocuğa geçmesi de takıntı hastalığının genetik nedenlerinden biri olarak gösterilebilir. Beyinde görülen seratonin dengesizliği beyin yapısının planlama ve sağduyu gibi niteliklerinin olumsuz yönde etkileyebilir. Bununla beraber streptokok bakterisinin yol açabileceği enfeksiyonun da yine bu hastalığın gelişmesine neden olduğunu gösteren bazı araştırmalar bulunuyor.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Çevresel Nedenleri

Bireyin aile içerisinde ya da sosyal çevresinde yaşadığı çeşitli sorun ve stresler takıntı hastalığı için bir neden olabilir. Bununla beraber bireyin sahip olduğu ve hafif düzeyde seyreden bazı hastalıklar da birtakım çevresel faktörlerle bir araya geldiğinde obsesif bozukluğu tetikleyici bir etki oluşturabilir. Bunların dışında;

  • Cinsel istismar,
  • Köklü değişikliklere neden olan evlilik,
  • Taşınma,
  • Bireyin çok sevdiği bir yakınını kaybetmesi,
  • Çocukluk travmaları,
  • Hastalık,
  • İş ya da okul hayatındaki yoğun stres,
  • Sosyal çevrede yaşanan travmalar,
  • Anksiyete,
  • Çocuk sahibi olma gibi çevresel faktörler de yine bu hastalığı tetikleyen önemli nedenler arasında yer alır.

Obsesif kompulsif bozukluk Hangi Yaş Aralığında Daha Sık Görülür?

Takıntılı olmak her ne kadar az görülen bir hastalık olduğu düşünülse de son yıllarda yapılan araştırmalar toplumda kayda değer seviyede görülen bir ruhsal hastalık olduğunu gözler önüne seriyor. Yapılan araştırmalara göre obsesif kompulsif bozukluk hastalığının her 100 kişiden 2 ya da 3’ünde görüldüğünü ispat ediyor.

Bu hastalıkla alakalı en çok merak edilen konulardan biri de hangi yaş aralığında görüldüğüdür. Obsesif kompulsif bozukluk ya da takıntılı olmak sıklıkla ergenlik döneminde ortaya çıkan bir hastalıktır. En sık görüldüğü yaş aralığıysa 20 ila 30 yaş aralığıdır. Fakat bunun dışında okul öncesi dönemdeki çocuklar da dahil olmak üzere her yaş aralığında görülmesi mümkün olan bir hastalık olduğunu belirtmekte fayda var.

Diğer yandan takıntılı olmak durumu erkeklere kıyasla kadınlarda daha sık görülebilirken, erkeklerde görülen yaş aralığıysa çoğunlukla erken yaş dönemidir.   

Obsesif kompulsif bozukluk Çeşitleri

Günümüzde yaygın denebilecek düzeyde görülen takıntılı olmak durumu görüldüğü topluluğa ya da o topluluğun gelenek-göreneklerine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Başta ülkemizde olmak üzere dünya genelinde rastlanan OKB çeşitleri şunlardır:

  • Temizlik hastalığı,
  • Düzen ve Simetri hastalığı,
  • Bulaşma saplantısı,
  • Dini takıntı,
  • Cinsel takıntı,
  • Şüphe takıntıları,
  • Kontrol ve kuşku takıntısı,
  • Saklama ve biriktirme takıntısı
  • Sayma takıntısı,
  • Dokunma takıntısı,
  • Batıl inançlar, uğurlu ya da uğursuz sayı ve renk takıntısı.

Adı geçen tüm bu takıntı türleri geçmişte olduğu gibi günümüzde de hastalarda sıklıkla görülen obsesif-kompulsif bozukluğu çeşitleridir. Her bir obsesif kompulsif bozukluğu türünün özelliği ve bireyin hayatındaki etkileri değişiklik gösterebilirken, ortak özelliğiyse günlük hayatı büyük ölçüde sekteye uğratması ve yaşan kalitesini düşürmesidir.

Obsesif kompulsif bozukluk gibi ruhsal bir hastalığın tedavisi neredeyse hayati bir önem taşır. Üstelik bazen bireyin hastalığını kabul edememesi gibi durumlarda tedavi süreci güç olabilir. Bu durumda hasta yakınlarının desteği, uzman hekimin sergilediği yaklaşım ve uyguladığı tedavi yöntemi de son derece önemlidir.

Obsesif kompulsif bozukluk türlerinin ne anlama geldiğinden, özelliklerinden ve bireyi nasıl etkilediğinden kısaca bahsedelim.

Temizlik Takıntısı

Obsesif Kompulsif Bozukluk Okb 2

OKB’de en sık karşılaşılan takıntı türü temizliktir. Temizlik takıntısı ya da halk dilindeki adıyla temizlik hastalığı, bireyin saplantılı bir şekilde temizlik yapma tutkusu, çevresindeki her eşyanın ya da nesnenin kirli olduğunu düşünmesi olarak ifade edilebilir. Temizlik konusunda takıntılı olan kişiler dokunabildiği her şeyi sık sık yıkama ihtiyacı duyarken, aynı zamanda devamlı olarak silme, süpürme gibi eylemlerde de bulunabilir.

Temizlik hastalığının ya da bu türden Obsesif bozukluğun ortaya çıkmasındaki en önemli neden anksiyete, şüpheci kişilik ve takıntı halindeki dürtülerdir. Birey, sahip olduğu tüm bu dürtülerin ve sergilediği davranışların mantık dışı olduğunu bilse de kontrol etmesi ve engellemesi mümkün değildir. Takıntılı düşüncelerden kurtulmak için çabalayan hastalar çoğunlukla başarısız olurken, tedavi edilmeyen bu hastalık daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Düzen ve Simetri Takıntısı

Sıklıkla görülen Obsesif kompulsif bozukluk türlerinden bir diğeri de düzen ve simetri takıntısıdır. Simetri takıntısı olan bireyler gözünün gördüğü her objenin, nesnenin ya da eşyanın konumu ve düzenine yönelik takıntılı düşüncelere sahiptir.

Simetri ve düzen takıntısına sahip olan bireyler mükemmel, kusursuz ve simetrik bir görümüne aşırı derecede takıntılıdır. Üstelik bu takıntı yalnızca eşyalar için değil, farklı nesneler için de geçerlidir. Örneğin; bu türden bir takıntı olmak durumuna sahip olan bireyler bir köşe yazısındaki harflerin aynı boyutta, aynı sırada ya da aynı düzlemde olmaması, kelimelerin yanlış ya da eksik harflerle yazılması gibi durumlar karşısında tahammülsüz olabilir.

Simetri ve düzen hastaları mükemmel ve kusursuz görünmeyen ortamlarda bulunmayı istemez. Her şeyin düzgün olmaması durumunda aşırı rahatsız olur ve devamlı olarak düzeltmeyi isteyebilir.

Bulaşma Takıntısı

Bireyin kıyafetine ya da bedenine pislik, mikrop, kimyasal bileşenler, deterjan, çeşitli beden salgıları ya da bakteri gibi hastalık sebebi olabilecek maddelerin bulaştığına dair takıntılı bir düşünce yapısına sahip olması bulaşma takıntısı olarak ifade edilir. Bu türden takıntılı düşüncelere sahip olan bireyler, bulaşmanın önüne geçebilmek adına sık sık temizlik, silme ya da yıkanma gibi mantıksız davranışlar sergileyebilir. Örneğin; bir ev hanımının dışardan gelen aile bireylerinin ya da misafirlerin eve mikrop taşıyacağını düşünmesi ve el değen her yeri temizleyip tüm çamaşırları yıkamak istemesi bulaşmaya yönelik takıntının en yaygın örneğidir.

Cinsel Takıntılar

Yaygın olarak görülen bir başka obsesif kompulsif bozukluk türü de cinsellikle alakalı takıntılardır. Cinsel takıntılar genellikle;

  • Eş cinsel olma korkusu,
  • Cinsel yolla hastalık bulaştırma korkusu,
  • Sapık olduğunun düşünülmesine yönelik korku,
  • Sperm bulaşma korkusu,
  • Yanlış kişilere karşı cinsel istek duyma korkusu olarak görülür.

Çoğunlukla cinsel fantezi ya da cinsel sorunlarla karıştırılan bu Obsesif kompulsif bozukluk türü, diğerlerinden farklı olan hastaya rahatsızlık verir.

Dini Takıntılar

Genellikle yoğun dini inançlara sahip olan bireylerde görülen dini takıntılar, çoğunlukla karşılaşılan obsesif olma durumlarından biridir. Dini takıntıya sahip olan bireyler kendi inanışına ve dini görüşüne göre karşıt olan ve ciddi sıkıntılar oluşturabilecek konuları düşünmekten kaçınamayabilir. Kontrol edilemeyen bu düşünceler birey için sıkıntılı bir duruma neden olabilir. Örneğin; beş vakit namaz kılan bir erkek hasta, başını secdeye koyduğunda doğru namaz kılmadığını düşünmesi ya da Allah’ın varlığından kuşku duyacağı düşüncelerle başa çıkmaya çalışması bir çeşit dini takıntıdır.

Şüphe Takıntısı

Şüphe takıntısı, yine en sık rastladığımız takıntı türlerinden biridir. Hastalık derecesinde şüpheci olan bir bireyin camı, kapıyı, gazı, suyu ya da elektriği kapatıp kapatmadığından emin olamaması ve bu şüphe doğrultusunda mantıksız davranışlar sergilemesi son derece yaygın bir örnek olarak gösterilebilir.  

Birey, sürekli bir şeylerden şüphelenmek, saplantılı bir şekilde zihninde oluşan ve devamlı tekrar eden bu türden dürtülerin etkisinden kurtulabilmek için her şeyi kontrol etmeye çalışabilir. Fakat kontrol etmek çoğu zaman rahatlatmadığından bu durum ciddi rahatsızlıklara neden olabilir.

Kuşku ve Kontrol Takıntısı

Şüpheyle son derece benzer özelliklere sahip olan kuşku ve kontrol takıntısı, bireyin kuşku duyduğu şeyleri devamlı olarak kontrol etmesi anlamına gelir. Örneğin; evden çıkarken kapıyı kilitleyip kilitlemediği konusunda yoğun bir kuşku duyan birey, birçok kez dönüp kapıyı kontrol edebilir hatta her seferinde yeniden kilitleyebilir. Kuşku ve kontrol ilişkisi bireyin yaşamını büyük ölçüde etki altına alırken, bu durum bireyin günlük hayatını ciddi düzeyde etkileyebilir. 

Biriktirme ve Saklama Takıntısı

Obsesif Kompulsif Bozukluk Okb

Dispozofi adıyla da bilinen biriktirme ve saklama takıntısı, bireyin değersiz, sağlıksız, hatta gereksiz olan eşyaları ya da genel olarak nesneleri toplayıp saklaması anlamına gelir. Toplumda istifçilik olarak ifade edilen bu takıntı, koleksiyonculuktan farklı olarak herhangi bir anlamı ya da özelliği olmayan eşyalar toplanır, ihtiyaç duyulmamasına rağmen atılmayıp biriktirilir.

Biriktirme ve saklama türünden obsesif-kompulsif bozukluk sahibi bireylerin yaşam alanları genellikle düzensiz ve tutarsızdır.

OKB Atakları Ne Kadar Sürer?

Genellikle hastalar ya da hasta yakınları tarafından en çok merak edilen konulardan bir diğeri de Obsesif kompulsif bozukluk ataklarının süresidir. Genellikle kişiye ve türüne göre değişiklik gösteren Obsesif kompulsif bozukluk atakları minimum 1 saat sürerken, bazen birkaç saati de bulabilir. Ataklar ortaya çıktığında bireyin basit takıntıları minimum düzeyde kalırken, daha ciddi takıntılar gelişebilir.

Diğer yandan takıntı hastalığının tedavi edilmemesi durumunda kendiliğinden geçme süresi 5 ila 10 yıl arasında değişebilir. Elbette ki bu süre her hasta için geçerli olmazken, yapılan araştırmalar neticesinde hastaların yüzde 2 ya da 3’ünde ömür boyu devam ettiği görülmüştür.

Takıntıları Olanlar Ne Yapmalı?

Takıntısı olanlar mutlaka Uzman Psikolog ile görüşmeleri ve takıntılarına yönelik olarak profesyonel destek almalıdır. Hasta tedaviye ne kadar erken başlarsa, hastalığından o kadar erken kurtulabilir.

Takıntısı olanların tedaviden kaçınması ve destek almayı reddetmesi durumunda hastalığın kronikleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu da uzun yıllar boyunca obsesif kompulsif bozukluğun devam edeceği, bireyin düşük standartlarda bir yaşam sürdüreceği, hatta farklı sağlık sorunlarıyla karşılaşacağı anlamına gelir. Bu sebeple kaliteli bir yaşam sürdürmek ve takıntılardan kurtulmak için daha için alanında uzman olan bir hekimden yardım alınması gerekir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Şizofreniye Dönüşür mü?

Obsesif kompulsif bozukluk ya da anksiyete gibi ruhsal problemlerle mücadele eden hastalar ayrıca kaygı bozukluğuna da sahiptir. Bu durum hastanın kendisine pek çok farklı negatif durumu yakıştırması anlamına gelebilir. Ancak buna karşın obsesif bozukluğun şizofreniye dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca panik atak ya da anksiyeteye dönüşmesi de mümkün değildir.

Diğer yandan obsesif bozukluk ve şizofreni çoğu zaman birbiriyle karıştırılabilen hastalıklardır. Fakat her iki hastalık birbirinden farklı olabilirken, bazen şizofrenide takıntı hastalığı belirtileri görülebilir.

Obsesiflik Tamamen Düzelir mi?

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisi mümkün olan bir ruhsal bozukluktur. Her ne kadar geçmişte çok zor tedavisinin olduğu düşünülse de günümüzde uygulanan tedavi yöntemleri sayesinde kontrol altına alındığı bilinen bir gerçektir.

Obsesif olma durumunun kendiliğinden geçtiği düşünülse de bu ciddi bir yanılgıdır. Çünkü takıntı hastalığı kendini yenileyen, zaman içerisinde tekrar eden bir hastalıktır. Uzman Psikologlar tarafından titizlikle yürütülen tedavi süreci sayesinde bu hastalığı kontrol altına alabilmek ve iyileşme kaydedebilmek mümkündür.

Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Mümkün mü?

Obsesif kompulsif bozukluk tedavisi mümkün olan bir ruhsal hastalıktır. Obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde uzman hekim tarafından tanı koyulabilmesi için öncelikle hastanın gözlemlenmesi gerekir. Kesin bir tanı koyulmasının ardından hastanın durumuna ve hastalığın düzeyine göre bir tedavi yöntemi belirlenir.

Takıntı hastalığının tedavisinde en etkili yöntemlerden biri psikoterapi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde hastanın takıntılı düşüncelerinden kurtulması ya da bu düşünceleri kontrol altına alması sağlanabilir. Böylelikle birey için daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam kapısı aralanmış olacaktır.

Bu internet sitesinin içeriği ve uygulamaları, sadece bilgilendirme ve eğitim amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir danışan sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Sitemizde yer alan alıntı ve görüşler açıkça belirtilmediği takdirde resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

Çalışma Saatleri

  • Hafta içi 10:00 - 21:00
  • Cumartesi 10:00 - 21:00
  • Pazar Kapalı
Bizi Takipte Kalın!
© MCS Psikoloji | 2017 - 2024 | Tüm Hakları Saklıdır.